Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WINNEBAGO : English Turkish

n. Wisconsin ve doğu Nebraska'da yaşayan Amerikan Kızılderilisi; Amerikan karavan markası

WINNEBAGO : English Turkish

n. Winnebago Kızılderili kabilesi üyesi; Winnebago şirketi tarafından üretilen karavan

WINNER : English Turkish

n. galip, kazanan, birinci, büyük başarı

WINNER OF THE CONTEST : English Turkish

yarışmanın kazananı, karşılaşmanın galibi, tüm rakiplerini yenen kimse

WINNIE : English Turkish

n. bir erkek ismi (Winston'un kısa şekli); bir bayan ismi (Winifred'in kısa şekli)

WINNIE-THE-POOH : English Turkish

ayı Winnie ve arkadaşları, Winnie-the-Pooh, A. A. Milne tarafından yazılan çocuk hikayesi

WINNING : English Turkish

n. kazanma, galibiyet

WINNING : English Turkish

adj. kazanan, birinci olan, hoş, sevimli, dostça, kazandıran

WINNING NUMBER : English Turkish

kazanan numara, bir piyangoda çekilen numara, bir çekilişin kazanan numarası, kazanan kart numarası

WINNING ON POINTS : English Turkish

sayı ile kazanma, skor ile kazanma, kazananın hakemler veya uzmanlar tarafından belirlenmesi

WINNING POST : English Turkish

finiş direği

WINNING SIDE : English Turkish

kazanan taraf, muzaffer taraf

WINNING SMILE : English Turkish

galibiyet gülümsemesi, büyük gülümseme

WINNING WAYS : English Turkish

n. kazanma yolları, kazandıran yöntemler

WINNINGLY : English Turkish

adv. kazanan bir şekilde, kazanmışçasına, muzaffer bir şekilde, galip bir şekilde; sevimli bir şekilde, hoşnut bir şekilde

WINNINGS : English Turkish

n. kazanç

WINNIPEG : English Turkish

n. Manitoba'nın (Kanada) başkenti; orta Manitoba'da (Kanada) bir göl

WINNOW : English Turkish

n. harman savurma, yaba, yabalama

WINNOW : English Turkish

v. ayırmak, ayıklamak, harman savurmak, rüzgâra savurarak ayırmak (ekin ve saman), yabalamak

WINO : English Turkish

n. ayyaş, içkici

WINS : English Turkish

v. "win (kazanmak)", kazanmak, galip gelmek; almak, elde etmek, edinmek; büyük çabayla ulaşmak, büyük çaba göstererek bir şeye erişmek; ikna etmek; güvenini almak, güvenini kazanmak (onay, destek vs gibi)

WINSLET : English Turkish

n. bir soyadı; Kate Winslet (1975 doğumlu), "Titanik" te oynayan İngiliz film yıldızı

WINSLOW : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı; Edward Winslow (
1655), İngiliz kolonist ve yazar, üç dönem Plymouth valisi

WINSOCK : English Turkish

n. (Bilgisayar) donanım parçalarından bağımsız olarak İnternete erişim sağlayan arayüz (Windows sistemlerinde)

WINSOME : English Turkish

adj. hoş, sevimli, şirin, çekici, güzel