English Turkish
WK. : English Turkish
n. "work (iş)", iş, meslek, uğraş
WK1 EXTENSION : English Turkish
WK1 uzantısı, Lotus'un bir elektronik tablo dosyası uzantısı
WK1 FILE : English Turkish
WK1 dosyası, Lotus'un bir elektronik tablo dosyası
WKLY. : English Turkish
adj. "weekly (haftalık)", her hafta olan, haftada bir gerçekleşen
WKQ EXTENSION : English Turkish
WKQ uzantısı, Quattro programı tarafından üretilen bir elektronik tablo dosyası uzantısı
WKQ FILE : English Turkish
WKQ dosyası, Quattro programı tarafından üretilen bir elektronik tablo dosyası
WMD : English Turkish
toplu imha silahları, büyük miktarda can kaybı ve geniş çaplı yıkıma sebep olmak üzere tasarlanmış silahlar (özellikle nükleer, biyolojik, veya kimyasal metodlar kullanımına dayanan)
WMF : English Turkish
hem vektör hem de bitmap görüntüler için kullanılabilen grafik dosya biçimi (Bilgisayar)
WMK. : English Turkish
n. "watermark (su düzeyi)", su düzeyi, su yüksekliği çizgisi, suyun yükseldiği noktayı gösteren işaret; gizli damga, kâğıt üzerine basılan ve ancak ışığa tutulduğunda görülebilen damga
WML : English Turkish
kablosuz işaretleme dili, (Bilgisayar) dar bantlı kablosuz aparatların kullanıcı arayüzü ve içeriğini belirlemek için formüle edilmiş XML tabanlı işaretleme dili
WMO : English Turkish
n. dünya meteoroloji organizasyonu, dünya çapında hava olaylarını araştıran meteorologlar organizasyonu
WNBA : English Turkish
kadınlar ulusal basketbol ligi, ABD'de kadınlar profesyonel basketbol ligi
WNW : English Turkish
n. batı kuzeybatı, batı ve kuzeybatı arasında bulunan pusula istikameti
WO : English Turkish
n. uzman erbaş, erbaşlar içinde en yüksek rütbe
WO : English Turkish
n. savaş ofisi, savaş planlarını ve gayretlerini yürüten ofis
WO : English Turkish
interj. ho!, höst!, çüş!, dur! (binek hayvanına verilen komut)
WOAD : English Turkish
n. çivitotu, eskiden yapraklarından elde edilen mavi boyası için yetiştirilmiş olan hardal familyasından bir eski dünya bitkisi; bu bitkiden elde dilen mavi boya
WOADED : English Turkish
adj. çivitotundan elde edilen boya ile maviye boyanmış
WOBBLE : English Turkish
n. sendeleme, sallanma, bocalama, tereddüd, yalpalama
WOBBLE : English Turkish
v. sendelemek, sallanmak, bocalamak, tereddüd etmek, titremek, yalpalamak
WOBBLER : English Turkish
n. sallanan, yalpalayan
WOBBLINESS : English Turkish
n. sallanma, titreme; titrek olma; tedirginlik, çekingenlik, çekingen olma durumu
WOBBLY : English Turkish
adj. sendeleyen, sallanan, titrek
WOBEGONE : English Turkish
adj. acıklı, hüzünlü, kederli, üzgün
WODEN : English Turkish
n. Anglo-Sakson baş tanrısı (İskandinav tanrısı Odin'in eşdeğeri); Iowa'da (ABD) bir şehir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani