Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ZEUS : English Turkish

n. Jüpiter [mit.], Zeus [mit.]

ZEVI : English Turkish

n. İbranice bir isim

ZEVULUN : English Turkish

n. İbranice bir isim

ZEVULUN HAMER : English Turkish

n. (
1998) İsrail Parlementosu üyesi, Ulusal Dini Parti üyesi, eski eğitim bakanı, eski sosyal hizmetler bakanı

ZHANG : English Turkish

n. bir soyadı (Çince)

ZHO : English Turkish

n. inek ve Tibet öküzü kırması

ZHUHIT JUNCTION : English Turkish

Zhuhit kavşağı, Kiryat Arba yakınlarındaki kavşak

ZI : English Turkish

Zimbabve, Afrika'nın güneyinde bir ülke

ZI : English Turkish

n. zirkonyum, metalik kimyasal element (Kimya)

ZIBELINE : English Turkish

adj. samurun veya samurla ilgili, samura özgü

ZIBELINE : English Turkish

n. samur kürkü; çeşitli hayvanların (deve, alpaka, lama ve keçi gibi) kıllarından yapılan kalın yumuşak ve parlak yünümsü kumaş

ZIBELLINE : English Turkish

n. samur kürkü; çeşitli hayvanların (deve, alpaka, lama ve keçi gibi) kıllarından yapılan kalın yumuşak ve parlak yünümsü kumaş

ZIBET : English Turkish

n. misk kedisi

ZIBETH : English Turkish

n. misk kedisi

ZIDANE : English Turkish

n. Zidan, bir soyadı; Zinedine Zidane (1972 doğumlu), Fransa milli takımında oynayan Fransız futbolcu

ZIDON : English Turkish

n. Sidon, Lübnan'da Akdeniz kıyısında bir şehir (Lübnan'ın üçüncü büyük şehri)

ZIDOVUDINE : English Turkish

n. zidovudin, HIV tedavisi için onaylanmış virüs önleyici bir ilaç

ZIF SOCKET : English Turkish

ZIF soketi, bir çip üzerinde çipten kolayca çıkarılabilmesini sağlayan bir kolu olan soket

ZIFF : English Turkish

n. sakal (Avustralya Argosu)

ZIFF DAVIS NETWORKS : English Turkish

İnternet'te faaliyet gösteren en büyük bilgi ağlarından biri, ZDNET

ZIG : English Turkish

v. zikzak yapmak, zikzak yaparak hareket etmek

ZIGEUNER : English Turkish

n. Roman, Çingene, kökeni Hindistan olan göçebe bir halkın (Romanlar) üyesi kimse;
18'inci yüzyıllarda Avrupa ve Kuzey Amerika'ya göç etmiş olan Hintli bir göçmen halkın (Romanlar) üyesi kimse

ZIGGURAT : English Turkish

n. zigurat, piramit şeklindeki antik Asur ve Babil kulesi

ZIGZAG : English Turkish

n. zikzak, zikzaklı yol

ZIGZAG : English Turkish

v. zikzak yapmak, zikzak çizmek, zikzaklı olmak