Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ACOUSTIC AID : English Turkish

sesle ilgili yardım, bir kimsenin duymasına yardımcı olan cihaz, duyma yardımı

ACOUSTIC CEILING : English Turkish

akustik tavan, sesin etkili bir şekilde iletilmesi için tasarlanmış olan tavan

ACOUSTIC DUCT : English Turkish

akustik kanal, (Anatomi) dış kulak yolu kanalı

ACOUSTIC ENGINEERING : English Turkish

n. seslendirme mühendisliği

ACOUSTIC FREQUENCY : English Turkish

n. akustik frekans

ACOUSTIC GUITAR : English Turkish

n. akustik gitar, klasik gitara benzer modern çelik telleri olan gitar; ses elektrik aracılığıyla güçlendirilmemiştir

ACOUSTIC INSTRUMENT : English Turkish

n. akustik enstrüman, ses müziği üreten ve elektronik kullanmayan müzik aleti (örneğin: gitar, piyano, bateri, bando ve daha fazla)

ACOUSTIC MINE : English Turkish

akustik mayın, yakında bulunan gemiler ve denizaltılarının seslerine tepki veren mayın

ACOUSTIC MUSIC : English Turkish

n. akustik müzik, akustik enstrümanlar kullanan müzik

ACOUSTIC NERVE : English Turkish

n. duyma siniri, akustik siniri

ACOUSTIC NERVES : English Turkish

akustik siniri, işitme sinirleri, beyne ses alan ve aktaran sinirler

ACOUSTIC WARFARE : English Turkish

akustik harp, düşmanın sualtı akustik görüngeyi ( ses frekansları yayılma alanı) kullanmasını engellerken dost birliklerinin kullanmasına izin veren askeri girişimler

ACOUSTICAL : English Turkish

adj. akustik, sesle ilgili; işitme ile ilgili; sesi azaltan

ACOUSTICALLY : English Turkish

adv. akustik açıdan, akustik olarak, işitme veya sele ilgili

ACOUSTICIAN : English Turkish

n. akustikçi, ses çalışmalarında yetenekli olan kimse

ACOUSTICS : English Turkish

n. akustik, sesbilim, yankılanım, ses dağılımı

ACP : English Turkish

"Airspace Control Plan (Hava Sahası Kontrol Planı)"; bir hava sahası kontrol sisteminin ayrıntılarını içeren evrak (Askerî)

ACPI : English Turkish

"Advanced Configuration and Power Interface (İleri Konfigürasyon ve Güç Arayüzü)"; Intel Microsoft ve Toshiba tarafından geliştirilmiş olan ve bir Windows işletim sistemine, çevresel aygıtlara sağlanan güç miktarını kontrol etme olanağı veren güç yönetimi sistemi (Bilgisayar)

ACPT : English Turkish

taahhüt, borçlunun vadeli poliçe veya tahvili ödemeye hazır olduğunu belirten resmi bildirim; bu şekilde kabul edilen yazılı döküman

ACQUAINT : English Turkish

v. bildirmek, bilgi vermek, haber vermek; tanıtmak

ACQUAINT ONESELF : English Turkish

ilgilenmek, tanımak, öğrenmek

ACQUAINT ONESELF WITH : English Turkish

v. bilgi edinmek, öğrenmek, tanıma

ACQUAINTANCE : English Turkish

n. tanışma, tanıma, tanıdık; bilgi

ACQUAINTANCE RAPE : English Turkish

n. tanıdık tecavüzü, kurbanın tanıdığı kişi tarafından gerçekleştirilen tecavüz

ACQUAINTANCES : English Turkish

n. eş dost