English Turkish
BLUE RIBBON : English Turkish
dizbağı nişanı [ing.]
BLUE RIDER : English Turkish
Mavi Süvari, Blaue Reiter,
1914 yılları arasında sürmüş ve maneviyat ve doğaçlamanın ifadesiyle şekillenmiş Alman ekspresyonist bir akım
BLUE SCREEN OF DEATH : English Turkish
mavi ekran, mavi ekran hatası, (Bilgisayar) Microsoft Windows işletim sistemiyle çalışan bilgisayarlarda (sıklıkla genel bir koruma sorunuyla ilgili olarak) ciddi bir sistem hatası oluştuğunda çıkan mavi ekran
BLUE SHEEP : English Turkish
n. mavi koyun, mavi-gri yünü ve geriye doğru kıvrılan boynuzları olan yabani bir koyun türü (Himalayalar'a ve batı Çin'e özgüdür)
BLUE SHEET : English Turkish
(Ekonomi) tahvil piyasasında kayıtlı olmayan ancak bu piyasa aracılığıyla alınıp satılan tahvillerin her iş gününde yayımlandığı bülten
BLUE SHIRT : English Turkish
mavi gömlek, mavi kumaştan yapılan gömlek
BLUE SKY : English Turkish
n. mavi gökyüzü, açık gökyüzü, gündüz vaktinde temiz gökyüzü
BLUE SKY LAW : English Turkish
n. menkul kıymetler hukuku, menkul değerler yasası, menkul kıymet satışlarını düzenleyen hukuk
BLUE STONE : English Turkish
n. mavi taş, göktaşı, şeffaf bakır sülfat, sulu bakır sülfat
BLUE STREAK : English Turkish
n. çok hızlı hareket eden kimse veya şey (Gayriresmî); dur durak bilmeyen konuşma, aralıksız konuşma, hiç bitmeyecekmiş gibi devam eden konuşma
BLUE TIT : English Turkish
n. mavi baştankara, mavi kanatları ve kuyruğu ile parlak mavi bir tacı olan Avrupa baştankarası
BLUE VITRIOL : English Turkish
n. göztaşı, bakır sülfatı
BLUE WATER : English Turkish
n. mavi su, derin sular; açık deniz
BLUE WHALE : English Turkish
n. mavi balina, tüm kutup dışı okyanus sularında rastlanan büyük bir çubuklu balina türü (dünyadaki en büyük hayvan, nesli tükenme tehlikesinde olan hayvanlar listesindedir)
BLUE-BLACK : English Turkish
adj. mavi siyah, bazen mavi bazen siyah görünen çok koyu mavi renkli olan
BLUE-BLACK : English Turkish
n. mavili siyah, içinde bir parça mavi olan siyah
BLUE-BLOODED : English Turkish
aristokrat, asil, soylu, soylu bir geçmişten gelen
BLUE-COLLAR : English Turkish
adj. mavi yaka, mavi yakalı (madenciler inşaat işçileri vs gibi düşük seviye işleri yapan kimseleri tanımlamak için kullanılır)
BLUE-COLLAR WORKERS : English Turkish
mavi yaka işçiler, mavi yakalı işçiler, madenciler inşaat işçileri vs gibi düşük aylık grubu işleri yapan işçiler, sıradan işçiler
BLUE-EYED : English Turkish
mavi gözlü, mavi renkte gözleri olan
BLUE-GREEN : English Turkish
mavi yeşil, turkuvaz, açık mavi, akua
BLUE-JEANED : English Turkish
adj. blucinli, blucin giymiş olan, mavi kot giyinmiş olan; blucin özelliğinde; blucini hatırlatan
BLUE-PURPLE : English Turkish
adj. mavi mor, bir miktar mavi karıştırılmış olan mor renk
BLUE-SKY : English Turkish
adj. gerçek dışı, realist olmayan, gerçekçi olmayan; uygulanamaz, kullanışsız; teorik; ucuz, para etmeyen, çok değeri olmayan
BLUEBEARD : English Turkish
n. mavi sakal, eş katili koca, evlenen ve pek çok karısını öldüren peri masalı kahramanı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani