Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
BOARDSAILING : English Turkish

n. sörf yapma, rüzgâr sörfü yapma, yelkenli küçük bir pano ile suda sörf yapma

BOARDSAILOR : English Turkish

n. sörf, rüzgâr sörfü, yelkenli küçük bir pano ile suda yapılan sörf sporu

BOARDWALK : English Turkish

n. bir sahilde yer alan yaya kaldırımı, kumsaldaki tahta yaya kaldırım

BOARHOUND : English Turkish

n. yabani domuz avlanırken kullanılan av köpeği

BOART : English Turkish

n. elmas parçaları

BOAST : English Turkish

n. övünme, iftihar, övünç, övünç kaynağı

BOAST : English Turkish

v. övünmek, övünç duymak, büyük konuşmak, iftihar etmek, böbürlenmek; palavra atmak

BOASTER : English Turkish

n. övünen kimse, palavracı

BOASTFUL : English Turkish

adj. övüngen, böbürlenen, övünen

BOASTFULLY : English Turkish

adv. böbürlenerek, gururlu bir şekilde, burnu havada bir şekilde

BOASTFULNESS : English Turkish

n. övüngenlik

BOASTING : English Turkish

n. övünme, palavra

BOASTINGLY : English Turkish

adv. övünerek

BOAT : English Turkish

n. kayık, sandal, tekne, bot, gemi, filika, kayık tabak

BOAT : English Turkish

v. kayıkla gezmek

BOAT DECK : English Turkish

n. filika, kontra güvertesi

BOAT PEOPLE : English Turkish

n. tekne ile gelenler, kayıklı insanlar, ülkelerinden deniz yoluyla kaçan mülteciler; 1975'te Vietnam Savaşı sonrasında Çinhindi bölgesini (Kamboçya Laos Malezya Myanmar Singapur Tayland ve Vietnam'ı kapsayan bölgeyi) küçük botlarla deniz yoluyla kaçarak terk etmiş olan Çinhintli mülteciler; Çinliler 1979 yılında Vietnam'ı istila ettikten sonra Vietnam'ı küçük botlarla deniz yoluyla terk etmiş olan Çinli insanlar

BOAT RACE : English Turkish

n. kürek yarışı

BOAT RACE : English Turkish

n. bot yarışı, kayık yarışı, kürek çeken veya bot süren insanlar arasında yapılan yarış; Oxford Üniversitesi ile Cambridge Üniversitesi arasında Thames Nehri üzerinde yılda bir kez gerçekleştirilen kürek yarışı (her üniversiteyi her kayık üzerinde bulunan 8 kişilik bir ekip temsil eder)

BOAT RACE : English Turkish

v. kayık yarışına katılmak, bot yarışı yapmak

BOAT TRAIN : English Turkish

vapur bağlantılı tren

BOAT-ROCKING RIPPLE : English Turkish

kayık sallayan dalgalar, bir kayığı geri ve ileri hareket ettiren küçük dalgalar

BOATABLE : English Turkish

adj. kayık için uygun, kayıkla gezmek için uygun, botla dolaşmak için uygun

BOATAGE : English Turkish

n. kayıkla taşıma, botla taşıma; kayıkla çekme işi, botla çekme işi; kayıkla taşıma ücreti, botla taşıma ücreti

BOATBILL : English Turkish

n. ters çevrilmiş kayığa benzeyen uzun ve ağır gagalı tropikal bir Amerikan balıkçıl; Hindistan'a özgü bir tüneyici kuş