Ottoman Turkish
NEKÂYAT : Ottoman Turkish
Çarklar. * Vakitler
NEKÎR : Ottoman Turkish
kabirdeki sual meleklerinden biri
NEKÜS : Ottoman Turkish
(Nekis
Neküs) Baş aşağı etmek
NEKŞ : Ottoman Turkish
Kuyunun çamurunu temizlemek. * Bir şeyi bitirmek. Bir işden fâriğ olmak. * Bir şey üzerine gelip toplanmak
NELL : Ottoman Turkish
Yüz üstüne bırakmak
NEM : Ottoman Turkish
f. Rutubet, az yaşlık. Hafif ıslaklık
NEM-İ DİDE : Ottoman Turkish
Göz yaşı
NEMA : Ottoman Turkish
Gelişme, büyüme. * Uzamak, artmak, çoğalmak, üremek. * Faiz
NEMA : Ottoman Turkish
artma, çoğalma, büyüme, uzama
NEMADÂR : Ottoman Turkish
f. Çoğalan, ziyadeleşen. Artan, büyüyen
NEMAİK : Ottoman Turkish
(Nemika. C.) Mektuplar
NEMAİM : Ottoman Turkish
(Nemime. C.) Dedikoducular, çekiştiriciler
NEMARIK : Ottoman Turkish
(Nemraka. C.) Yastıklar
NEMAS : Ottoman Turkish
Kılın ince olması
NEMAT : Ottoman Turkish
(C: Enmut-Nimât) Usul, tarz. * Yol, tarik. * Örtü, ihram. * Topluluk, insan cemaati. * Döşek yüzü, yatak yüzü
NEMAT-I TAKRİR : Ottoman Turkish
Söyleme tarzı
NEMDAR : Ottoman Turkish
f. Nemli, ıslak, yaş, rutubetli
NEMED : Ottoman Turkish
f. Keçe
NEMED-PUŞ : Ottoman Turkish
f. Keçe giyen. Derviş
NEMED-PÂRE : Ottoman Turkish
f. Keçe parçası
NEMED-ZÎN : Ottoman Turkish
f. At eğeri altına konulan keçe
NEMEDÎN : Ottoman Turkish
f. Keçeden yapılma
NEMEK : Ottoman Turkish
f. Tuz. Milh. * Lezzet, tat. * Bağlılık, hak
NEMEK-DÂN : Ottoman Turkish
f. Tuzluk, tuz kabı
NEMEK-EFŞAN : Ottoman Turkish
f. Tat veren. Lezzetlendiren. * Tuz serpen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani