Ottoman Turkish
TENGNA : Ottoman Turkish
f. Dar yer. Geçit, boğaz. Sıkıntılı yer. * Mezar
TENGÇEŞM : Ottoman Turkish
f. Açgözlü
TENGÎ : Ottoman Turkish
f. Darlık. * Züğürtlük
TENHA : Ottoman Turkish
f. Boş yer. Kimsesiz yer. * Yalnız, tek
TENHA : Ottoman Turkish
ıssız yer
TENHANİŞİN : Ottoman Turkish
f. Tek başına oturan. Yalnız oturan
TENHAREV : Ottoman Turkish
f. Yalnız giden
TENHAYÎ : Ottoman Turkish
f. Yalnızlık, ıssızlık, tenhalık
TENHİB : Ottoman Turkish
Suya gayet yakın olmak
TENHİL : Ottoman Turkish
Elek ile eleme
TENHİYE : Ottoman Turkish
İçinde suyu az olan çukur
TENHIYE : Ottoman Turkish
Irak etmek, uzaklaştırmak. * Gidermek. * Silkmek. * Çıkarmak
TENİDE : Ottoman Turkish
f. Örümcek ağı. * Örülmüş, dokunmuş
TENİZE : Ottoman Turkish
Uç, etek
TENİZE-İ KÛH : Ottoman Turkish
Dağ eteği
TENKİB : Ottoman Turkish
Dolaşıp gezmek. * Ticaret yapmak. Tefahhus etmek. * İnceden inceye araştırmak
TENKİD : Ottoman Turkish
"Bir kimse veya şeyin iyi veya kötü taraflarını bulup meydana çıkarmak.Tenkid yapıcı veya yıkıcı olabilir. Tenkitten maksat, doğrunun ve yanlışın iyi niyetle ortaya konulması, hakikate ulaştıracak yolun ve imkânların gösterilmesidir. Sadece yanlışı söylemek, doğruyu göstermemek yıkıcı bir tenkiddir. Tenkid edenin, tenkid edeceği mesele hakkında bilgili olması gerekir. Tenkide his, ihtiras, menfaat, peşin hüküm araya girmemeli, tenkid konusunda Hz. Ali'nin (R.A.) şu sözünü unutmamalıdır: ""Sen hakikatı insanla bilemezsin, önce hakikatı tanı, sonra ehlini de tanırsın."" (Bak: Gıybet)"
TENKİD : Ottoman Turkish
eleştiri, değerlendirme
TENKİDKÂR : Ottoman Turkish
eleştirici
TENKİDKÂRÂNE : Ottoman Turkish
eleştirircesine
TENKİDÂT : Ottoman Turkish
eleştiriler
TENKİH : Ottoman Turkish
Nikâh etmek, nikâhlanmak
TENKİH-ÜL MENAT : Ottoman Turkish
Menatın, yani illetin ayıklanması. Usul-ü Fıkhın kıyas bahsine ait bir ıstılahtır. Kıyasın dört rüknünden biri olan illetin, diğer benzeri hususiyetlerden ayıklanmasıdır. Şöyle ki: Şâri (Allah C.C.) bir hükmü bir sebebe bina eder. Fakat o illetle beraber hükme te'siri olmayan birçok özellikler de bulunur. Bu yabancı özellikleri ayıklamak ve esas sebebi meydana çıkarmak gerektir. İşte bu, bir tenkih-ül menat çalışmasıdır
TENKİL : Ottoman Turkish
Uzaklaştırmak. Tepeleyip sindirmek. * Başkalarına ders ve ibret olacak şekilde ceza vermek. Rezil ve rüsvay eylemek. * Zincire vurmak
TENKİL : Ottoman Turkish
tepeleme, sindirme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani