Ottoman Turkish
TERHUK : Ottoman Turkish
Yıldıramak, parıldamak. * Sallanmak. * Tekebbürlük etmek, gururlanmak
TERİ' : Ottoman Turkish
Garip kişi
TERİBE : Ottoman Turkish
Parmak ucu. * Bir ot cinsi
TERİD : Ottoman Turkish
Yağla ıslanmış ekmek
TERİK : Ottoman Turkish
Muharebe vaktinde başa giyilen miğfer
TERİKE : Ottoman Turkish
(C.: Terâyik) Evlenmeyip evde kalmış olan kız. * Deve kuşunun yabana bıraktığı yumurta
TERİM : Ottoman Turkish
"Fransızca olan ""Terme"" kelimesinden uydurulmuştur. ""Istılah"" veya ""tabir"" yerinde kullanılır."
TERİM : Ottoman Turkish
özel anlamlı kelime
TERK : Ottoman Turkish
Bırakma, salıverme, vazgeçme. * Boşama. Bakmama. İhmal etme
TERK : Ottoman Turkish
ırakma, vazgeçme
TERK-İ EDEB : Ottoman Turkish
Saygısızlık, edebsizlik, hürmetsizlik
TERK-İ EVTAN : Ottoman Turkish
Vatanlarından ayrılma, vatanlarını terk etme
TERK-İ HAYAT : Ottoman Turkish
Ölme. * Ölüm, vefât
TERK-İ MÂSİVÂ : Ottoman Turkish
Allah'tan gayrısını terk etmek. Allah rızası olmayan işlerden, fâni ve fena dünya işlerinden vazgeçip Allah rızasına yönelmek. Kalbinde Allah sevgisi ve muhabbetinden daha ileri bir sevgi bırakmamak
TERK-İ TERK : Ottoman Turkish
Ucbe ve fahre girmemek için terkettiklerini de düşünmemek.(Der tarîk-i Nakşbendî lâzım âmed çâr terk: Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk. M.)
TERKEND(E) : Ottoman Turkish
f. Yalan, hile, kizb
TERKEŞ : Ottoman Turkish
f. Ok mahfazası, ok kuburu, sadak
TERKİ' : Ottoman Turkish
(Rık'a. dan) Yamama. Yama yapma. Yama vurma
TERKİB : Ottoman Turkish
"Birkaç şeyin beraber olması. Birkaç şeyin karıştırılması ile meydana getirilmek. * Birbirine karıştırılmış maddeler. * Gr: Terkib-i nâkıs ve terkib-i tam olarak iki kısma ayrılır. Terkib-i nâkıs: Cümle kadar olmayan terkiblerdir. Terkib-i tam ise; bir cümleden ibarettir. Birbirine eklenen kelimelere terkib denir. Bunlar bir ismin veya sıfatın benzerleri arasında belirtilmesi için başına getirilen isim veya sıfatla birlikte meydana gelir. Meselâ: Bahçenin duvarı. Kırmızı çiçek... Bu cümleden birincisine ""isim terkibi"" veya ""terkib-i izâfi"" denir. İkincisine ""Sıfat terkibi"" veya ""terkib-i tavsifî"" denir. (Bak: Muzaf)"
TERKİB : Ottoman Turkish
irleştirme, tamlama
TERKİB-İ BEND : Ottoman Turkish
Edb: Birkaç bendden meydana getirilmiş manzumenin hususan gazel şekli olup müteaddit manzumeler birer beytle birbirine bağlanmıştır. (Bak: Terci'-i bend)
TERKİB-İ KIYAS : Ottoman Turkish
Bir davayı isbat için delil arayıp bulma usulü
TERKİB-İ MEZCÎ : Ottoman Turkish
"İki veya daha fazla kelimeden meydana gelen ve bir isme delâlet eden isim. "" Baalbek, Kırıkkale, Tahtakurusu"" kelimelerinde olduğu gibi."
TERKİBAT : Ottoman Turkish
(Terkib. C.) Terkipler. Birkaç şeyin karıştırılmasıyla meydana gelen şeyler
TERKİBAT-I NİSBET-İ HAFİYE : Ottoman Turkish
Gizli düşünce ve tasavvurlardan meydana gelen terkibler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani