Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ULKA : Ottoman Turkish

Kahvaltı. * Az nesne. * Küçük çocuklara yapılan elbise

ULKUM : Ottoman Turkish

(C.: Alâkım) Çok karanlık gece. * Pek sağlam deve

ULLAME : Ottoman Turkish

Kına

ULLEF : Ottoman Turkish

Muz

ULLİYYE : Ottoman Turkish

(İlliyye) Yüksek tabaka. En yüksek. En şerefli. * Çardak

ULTA : Ottoman Turkish

Gerdanlık. * Kadınların süs olarak yüzlerine çektikleri siyah çizgi

ULUF : Ottoman Turkish

(Elf. C.) Binler, bin sayıları. * Ülfet ve ünsiyete ziyade meyyal ve alışkan olan

ULUFE : Ottoman Turkish

Yeniçerilere ve sipahilere dağıtılan maaş. * Bir nevi hayvan yemi

ULUFE-HÂR : Ottoman Turkish

(C.: Ulufehârân) Ulufesi olan, ulufeci

ULUHİYET : Ottoman Turkish

İlâhlık. * Allah'ın kâinattaki tasarruf ve hâkimiyeti ile herşeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi

ULUHİYET-İ MUTLAKA : Ottoman Turkish

"Kayıt altında olmayan, mutlak uluhiyet. Ancak bir tek İlâhın mâbud oluşu.(Evet, nev'-i beşerin her taifesi birer nevi ibadetle fıtrî gibi meşgul olması ve sair zihayatın belki cemâdâtın dahi fıtrî hizmetleri birer nevi ibadet hükmünde bulunması ve kâinatta maddî ve manevî bütün nimetlerin ve ihsanların herbiri bir Ma'budiyet tarafından hamd ve ibadeti yaptıran perestişe ve şükre birer vesile olmaları ve vahiy ve ilhamlar gibi bütün tereşşuhât-ı gaybiye ve tezahürat-ı maneviyenin, bir tek İlâhın ma'budiyetini ilân etmeleri; elbette ve bedahetle bir uluhiyyet-i mutlakanın tahakkukunu ve hüküm-ferma olduğunu isbat ederler. Ş.)"

ULUHİYET-İ SÂRİYE VE HAYAT-I SÂRİYE : Ottoman Turkish

"Vahdet-ül vücud ehlince kullanılan tasavvufî tabirler olup; İlâhî sıfatların ve hayatiyetin eşyaya sirayet etmesi, yani tecelli etmesi mânasında olan bu tabirlerden, ehil olmayanlar; Allah'ın tecessümünü veya eşyaya hulûl'ünü veya eşya ile ittihad ve ittisal'ini zu'metmek gibi bâtıl vehimlere düştüler.Bu mes'eleye dair Mesnevi-i Nuriye'den nakledeceğimiz veciz bir paragraftan bu tabirler daha iyi anlaşılabilir:""Evet, delil içinde neticeyi görmek, âlemde sânii müşahede etmek, tarîk-ı istigrakkârane cihetiyle cedavil-i ekvanda cereyan-ı tecelliyat-ı İlâhiyeyi; ve melekutiyet-i eşyada sereyan-ı füyuzatı; ve meraya-yı mevcudatta tecelli-i esma ve sıfâtı yalnız zevken anlaşılır birer hakikat iken dîk-i elfaz sebebiyle, uluhiyet-i sariye ve hayat-ı sariye tabir ettiler.Ehl-i fikir, o hakaik-ı zevkiyeyi nazarın mekayisine sıkıştırdığından, çok evham-ı bâtılaya menşe' oldu."""

ULUM : Ottoman Turkish

(İlm. C.) İlimler, bilgiler

ULUM-U BEDİHİYYÂT : Ottoman Turkish

Delil ve isbatına lüzum görülmeyip kolaylıkla bilinen ilimler. (Bak: Kaziye-i bedihiyye)

ULUM-U BEDİİYE : Ottoman Turkish

(Bak: İlm-i bedi')

ULUM-U HAFİYE : Ottoman Turkish

Gizli ilimler. Ancak veraset-i Nübüvvet muhakkiklerince veya bir kısım hakikatların esrarına vakıf âlimlerce bilinen ilimler.(İlm-i Cifrin mühim bir düsturu ve ulum-u hafiyyenin mühim bir anahtarı ve bir kısım esrar-ı gaybiyye-i Kur'aniyyenin mühim bir miftahı tevafuktur. M.)

ULUM-U KEVNİYE : Ottoman Turkish

Kâinatın ilmi. Yaratılışa dair olan ilimler

ULUM-U MÜTEÂREFE : Ottoman Turkish

Herkesin bildiği ve tanınmış olan ilimler

ULUM-U NAKLİYE : Ottoman Turkish

Hadis, tefsir, fıkıh gibi ve mukaddes kitaplardan nakil olunan ve rivâyet üzerine kurulmuş olan ilimler

ULUM-U NAZARİYE : Ottoman Turkish

Yalnız görüş halinde kalmış, tatbikata konulmamış ilimler, teoriler

ULUM-U SİYASİYE : Ottoman Turkish

Siyasî ilimler

ULUM-U ÂLİYE : Ottoman Turkish

"(Âlet. den) Âlet ilimleri. (Gramer, sarf, nahiv, belâgat ve mantık gibi.)(Ulum-u medarisin tedennisine ve mecrayı tabiiden çevrilmesine bir sebeb-i mühim budur: Ulum-u âliye $ maksud-u bizzat sırasına geçtiğinden, ulum-u âliye $ mühmel kaldığı gibi, libas-ı mânâ hükmünde olan ibare-i Arabiyenin halli, ezhanı zaptederek, asıl maksud olan ilim ise tebeî kalmakla beraber ibareleri bir derece mebzul olan ve silsile-i tahsile resmen geçen kitaplar; evkat, efkârı kendine hasredip harice çıkmasına meydan vermemeleridir. R.N.)"

ULUM-U ŞETTÂ : Ottoman Turkish

Dağınık bilgiler, çeşit çeşit ilimler

ULVAN : Ottoman Turkish

Mektup ve yazı başlığı. * Övünme, tefahur

ULVİ : Ottoman Turkish

(Ulviye) Yüksek, yüce. * Manevî ve göğe mensub