Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İGTİYAR : Ottoman Turkish

Faydalanma, istifâde etme. * Azık edinme

İGTİYAZ : Ottoman Turkish

Gazaba gelme, kızma, öfkelenme

İGTİZA : Ottoman Turkish

(Gızâ. dan) Beslenme, gıdalanma

İGTİZAB : Ottoman Turkish

Gücenme, kızma, gazaba gelme, darılma

İGTİŞAŞ : Ottoman Turkish

Karışıklık. Kargaşalık. Karmakarışık olmak. * Birisinin fena telkinini kabul etmek

İGVA' : Ottoman Turkish

Ayartmak. Azdırmak. Baştan çıkarmak

İGYAL : Ottoman Turkish

Hâmile kadının sütünü vermesi

İGYAM : Ottoman Turkish

Havanın bulutlu olması

İGZA' : Ottoman Turkish

Görmemezliğe gelme

İGZAB : Ottoman Turkish

(Gazab. dan) Gazaba getirme, hiddetlendirme, kızdırma, öfkelendirme

İGZAF : Ottoman Turkish

Gece çok karanlık olmak

İGZAL : Ottoman Turkish

Eğirmek

İGŞA : Ottoman Turkish

Örtmek. Bürümek. Kapamak. Perdelemek

İGŞAŞ : Ottoman Turkish

Acele ettirme. * Kışkırtma, tahrik etme

İHA : Ottoman Turkish

Sevketme, gönderme

İHAB : Ottoman Turkish

Ham deri

İHAFE : Ottoman Turkish

Korkutmak. Havf ettirmek

İHAKE : Ottoman Turkish

Te'sir etme. * Kesme

İHALE : Ottoman Turkish

Bir işi birisinin üzerine bırakmak. Bir hâlden diğer hâle dönmek. * Artırma veya eksiltmeye çıkarılan bir işi en münâsib bulunan bir istekliye vermek. * Zayıf addetmek. * Muhal söz söylemek

İHALETEN : Ottoman Turkish

İhale ederek, ihale suretiyle

İHAM : Ottoman Turkish

Vehme düşürmek, vehimlendirmek. * Edb: İki mânaya gelen bir kelimeden en az kullanılan mânayı bilerek kullanmak

İHAM-I KABİH : Ottoman Turkish

Edeb ve terbiye dışı anlamı bilerek kullanma. Sözü edeb ve terbiyeye aykırı bir mecazî mânâya getirme

İHAME : Ottoman Turkish

Çadır kurma

İHAN : Ottoman Turkish

(İhnet. C.) Kızgınlıklar, öfkeler, gazablar, dargınlıklar

İHANET : Ottoman Turkish

Helâk etmek. Öldürmek. Mahvetmek