Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HAVRA : Ottoman Turkish

Yahudi mâbedi, sinagog. * Mc: Pek gürültülü yer

HAVRAN : Ottoman Turkish

Şam diyarından bir yerin adı. * Balıkesir'in bir ilçesi

HAVREM : Ottoman Turkish

Ayak ovup kir gidermekte kullanılan, kırmızı renkli delikli taş

HAVREME : Ottoman Turkish

Burun ucu

HAVS : Ottoman Turkish

Geceleyin istemek

HAVSA : Ottoman Turkish

Bağır. * Bağırın yanındakiler

HAVSA' : Ottoman Turkish

Karnı sarkık olan kadın. (Müz: Ahves)

HAVSAL : Ottoman Turkish

Havuzun kenarında suyun durulduğu yer

HAVSALA : Ottoman Turkish

Zihnin bir şeyi kavrama derecesi. Anlayış. Akıl. * Tıb: Kuş kursağı. Karın boşluğu. Cevf. * Mide

HAVSALA : Ottoman Turkish

kavrama kabiliyeti

HAVSALA-SUZ : Ottoman Turkish

f. Takati kaldıran, tahammülü mahveden

HAVSERE : Ottoman Turkish

Araptan bir kabile

HAVTA' : Ottoman Turkish

Tavşan yavrusu. * Bir nevi sinek. * Delil

HAVTEK(Î) : Ottoman Turkish

(C.: Havâtik) Kısa boylu

HAVTEL : Ottoman Turkish

Büluğa eren oğlan. * Bağırtlak yavrusu

HAVV (HUVV) : Ottoman Turkish

Bal, asel

HAVVA : Ottoman Turkish

Hz. Adem'in (A.S.) muhterem zevcesi, eşi. * Rengi esmere mâil kadın. * Yalancı, kezzab

HAVVAS : Ottoman Turkish

Hurma yaprağı satan kişi. * Hurma yaprağından zenbil yapıp satan kişi

HAVVAT : Ottoman Turkish

Bahadır, çeri, kahraman, öncü

HAVYA : Ottoman Turkish

Madenlerle yapılan kaynak işlerinde, lehimin eritilmesinde kullanılan âlet. Lehimi eritebilmesi için sıcak olarak kullanılması gereken bu havyaların çoğu elektrikle ısıtılır

HAVYAR : Ottoman Turkish

Balık yumurtası. Mersin balığı yumurtasından yapılan siyah, mugaddi ve leziz bir madde

HAVYE : Ottoman Turkish

Tıb: Yaranın etrafındaki kabarık etler

HAVZ : Ottoman Turkish

(C.: Hıyâz) Hususi suretle yapılan su havuzu

HAVZ : Ottoman Turkish

havuz

HAVZ-I HAYAL : Ottoman Turkish

Hayal havuzu