Ottoman Turkish
HÂİB : Ottoman Turkish
nasipsiz, ümitsiz, utanan
HÂİF : Ottoman Turkish
korkan, korkak
HÂİL : Ottoman Turkish
perde
HÂİN : Ottoman Turkish
emanete hıyanet eden
HÂİNÂNE : Ottoman Turkish
haince
HÂİZ : Ottoman Turkish
sahip, içine alan
HÂİZE : Ottoman Turkish
sahip olan
HÂK : Ottoman Turkish
Vasat. Vasatî. Orta
HÂK : Ottoman Turkish
toprak
HÂK İLE YEKSAN : Ottoman Turkish
Yerle bir
HÂK-İ MEZAR : Ottoman Turkish
Mezar toprağı
HÂK-İ PÂK : Ottoman Turkish
Temiz toprak
HÂK-İ VATAN : Ottoman Turkish
Vatan toprağı
HÂK-NİŞİN : Ottoman Turkish
f. Dilenci, sâil, fakir
HÂK-NİŞİNÎ : Ottoman Turkish
f. Dilencilik, yoksulluk, fakirlik, sefâlet.HÂK-PA(Y) f. Ayağın tozu, ayağın toprağı. Ayağın batığı toprak
HÂK-RAH : Ottoman Turkish
f. Yol toprağı
HÂK-RUB : Ottoman Turkish
f. Süpürge
HÂK-SAR : Ottoman Turkish
f. Toz toprak içinde kalmış. Perişan hâlli
HÂKİM : Ottoman Turkish
Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden, Allah (C.C.) * Memleketi idare eden. * Mahkeme reisi. (Hâkim-i Hakikî, Hâkim-i Ezelî, Hâkim-i Mutlak, Hâkim-i Zülcelâl, Hâkim-i Lemyezel... gibi isimlerle, Cenab-ı Hakk'a âit olan Hâkim sıfatı Kur'ân-ı Kerim'de 86 def'a zikredilir.)
HÂKİM-ÜŞ ŞER' : Ottoman Turkish
Kadılar (hâkimler) için kullanılan bir tâbirdir. Kadılar davaları şer'î hükümler dairesinde hall ü faslettikleri için bu tâbir meydana gelmiştir. Şeriat hâkimi demektir
HÂKİMANE : Ottoman Turkish
Hükmederek, hâkim olarak. Hâkime yakışır tarzda
HÂKİME : Ottoman Turkish
Kadın hâkim
HÂKİMİYET : Ottoman Turkish
hâkimlik
HÂKİMİYYET : Ottoman Turkish
"Hâkim oluş. Hükmediş. Âmirlik. Üstünlük. Müdahale ve rakibi kabul etmemek hali.(... Evet, bu kâinata geniş bir dikkat ile bakan; kâinatı gayet haşmetli ve gayet faaliyetli bir memleket, belki idâresi gayet hikmetli ve hâkimiyyeti gayet kuvvetli bir şehir hükmünde görür, her şeyi ve her nev'i birer vazife ile musahharâne meşgul bulur. âyetinin askerlik mânasını ihsas eden temsiline göre; zerrat ordusundan ve nebatat fırkalarından ve hayvanat taburlarından, ta yıldızlar ordusuna kadar olan cünud-u Rabbaniyeden, o küçük me'murlarda ve bu pek büyük askerlerde, hâkimâne tekvinî emirlerin, âmirâne hükümlerin, şâhâne kanunların cereyanları, bedahetle bir hâkimiyyet-i mutlakanın ve bir âmiriyyet-i külliyenin vücuduna delâlet ederler. Ş.)"
HÂKİMÂNE : Ottoman Turkish
hükmedercesine
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani