Ottoman Turkish
İKTİHAM : Ottoman Turkish
dayanma, katlanma
İKTİRAN : Ottoman Turkish
iki şeyin bir arada gelmesi, yakınlık
İKTİSA : Ottoman Turkish
giyinme
İKTİSAR : Ottoman Turkish
kısaltma
İKTİSÂB : Ottoman Turkish
kazanma, edinme
İKTİSÂD : Ottoman Turkish
tutum, harcamada aşırıya kaçmama, ekonomi
İKTİZA : Ottoman Turkish
gerekme, gereklik
IKTIDA : Ottoman Turkish
Tâbi olma. Uyma
IKTIDAEN : Ottoman Turkish
Uyarak, ıktıda ederek, tâbi olarak
IKVA' : Ottoman Turkish
Ev boşalmak. * Azık tamam olmak. Şâirin şiirin kafiyesini çeşitli yapması
IKVAL : Ottoman Turkish
Bir kimsenin söylemediği bir sözü, söyledi diye iddia etmek
IKVÂLİYYÂT : Ottoman Turkish
Söylenmediği hâlde söylendi diye iddiâ edilen sözler. Lüzumsuz iddialar
IKY : Ottoman Turkish
Yemek yemezden evvel çocuğun karnından çıkan necisi
IKYAN : Ottoman Turkish
Halis iyi altın. * İnci parçası
ILAB : Ottoman Turkish
Boyunda olan uzun nişan
ILAC : Ottoman Turkish
Bir şeyi yerinden alıp gidermek
ILAKIYE : Ottoman Turkish
Aşikârelik, açıklık, meydanda oluş
ILAT : Ottoman Turkish
(C.: Alât) Devenin boynuna takılan ip
ILBA' : Ottoman Turkish
(C.: Alâbâ) Boyun siniri
İLBÂS : Ottoman Turkish
giydirme
ILC : Ottoman Turkish
(C.: Uluc-Aluc-Ilce) Kervan. * Yabani eşek. * Acem küffarından bir erkeğin adı
İLCA : Ottoman Turkish
gereklilik, zorlama
İLCAÂT : Ottoman Turkish
gereklilikler, zorlamalar
İLEL : Ottoman Turkish
sebepler, hastalıklar
İLELEBED : Ottoman Turkish
sonsuza kadar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani