Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KARTALE : Ottoman Turkish

Eşek yükünün dengi

KARULÂSÂ : Ottoman Turkish

doktorun bedene vurarak muayene etmesi

KARUN : Ottoman Turkish

(A, uzun okunur) Peygamber Musâ (A.S.) devrinde yaşamış, malı ile mağrur olarak haddini aşmış ve Cenab-ı Hakkın zekât emrini dinlemediğinden Musa'nın (A.S.) duâsından sonra malı ile birlikte yere batmış olan dünya zengini. Cenab-ı Hakkın lütuf ve ihsanını kendine mâlederek nankörlük ve enaniyetinden dolayı bu fena sıfatı ile meşhur olmuştur

KARUR : Ottoman Turkish

Duş yapılacak soğuk su

KARURE : Ottoman Turkish

(C.: Kavârir) Göz bebeği. Gözün siyah kısmı. * Şişe

KARV : Ottoman Turkish

Ağaç kadeh. * Köpek yalağı. * Hurma ağacının kökü. * Uzun havuz. * Hayanın derisi inip büyümek. * Kast. * Etraflıca araştırmak, tetebbu. * Bir kimsenin mesleğine girmek, onun yoluna süluk etmek

KARVA : Ottoman Turkish

Uzun hörgüçlü deve

KARVAH : Ottoman Turkish

Uzun ağaç. * Uzun deve

KARYA : Ottoman Turkish

Eski çağlarda Bursa ve Balıkesir bölgesinin adı

KARYE : Ottoman Turkish

Köy. Nâhiyeden küçük olan, insanlarla meskun yer

KARYE : Ottoman Turkish

elde

KARYET-ÜL ENSÂR : Ottoman Turkish

Medine-i Münevvere şehri

KARYET-ÜN NAHL : Ottoman Turkish

Kovan. Arı yuvası

KARYETEYN : Ottoman Turkish

Mekke ile Taif şehirleri

KARZ : Ottoman Turkish

Borç, ödünç. Kesmek, kat'etmek. * şiir söylemek

KARZ : Ottoman Turkish

ödünç

KARZ-I HASEN : Ottoman Turkish

Sadece Allah rızâsı için verilen ödünç. Faizsiz verilen borç

KARZEN : Ottoman Turkish

Borç, ödünç olarak

KARZEN : Ottoman Turkish

ödünç olarak

KARZIHASEN : Ottoman Turkish

Allah için verilen borç

KARÂBET : Ottoman Turkish

yakınlık

KARÎ : Ottoman Turkish

okuyucu

KARÎB : Ottoman Turkish

yakın

KARÎBEN : Ottoman Turkish

yakında

KARÎHA : Ottoman Turkish

düşünme melekesi