Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

KÖMÜR YATAĞI BÖLGESİ : Turkish English

n. coalfield

KÖMÜRCÜ : Turkish English

n. charcoal burner

KÖMÜRLEŞME : Turkish English

n. carbonization

KÖMÜRLEŞMEK : Turkish English

v. char

KÖMÜRLEŞMEMEK : Turkish English

v. (neg. form of kömürleþmek) char

KÖMÜRLEŞTİRME : Turkish English

n. carbonization

KÖMÜRLEŞTİRMEK : Turkish English

v. carbonize, carbonate

KÖMÜRLEŞTİRMEMEK : Turkish English

v. (neg. form of kömürleþtirmek) carbonize, carbonate

KÖMÜRLÜ : Turkish English

adj. carboniferous

KÖMÜRLÜK : Turkish English

n. coal hole, woodshed, bin

KÖPEK : Turkish English

adj. canine, doggy

KÖPEK : Turkish English

n. dog, bow-wow, pooch

KÖPEK BAĞLASAN DURMAZ YER : Turkish English

n. piggery

KÖPEK BİSKÜVİSİ : Turkish English

n. dog biscuit

KÖPEK DERİSİ : Turkish English

n. dogskin

KÖPEK DİŞİ : Turkish English

n. canine tooth, eyetooth, cuspid, carnassial, dog tooth

KÖPEK EVİ : Turkish English

n. kennel

KÖPEK EVİNE KAPAMAK : Turkish English

v. kennel

KÖPEK GİBİ : Turkish English

adj. doglike, doggish, canine, slavish

KÖPEK GİBİ SÜRÜNMEK : Turkish English

live a dog's life

KÖPEK GÖSTERİSİ : Turkish English

n. dog show

KÖPEK HASTALIĞI : Turkish English

n. distemper

KÖPEK KAYIŞI : Turkish English

n. leash

KÖPEK KULÜBESİ : Turkish English

n. doghouse, kennel

KÖPEK KIZAĞINA BİNMEK : Turkish English

v. mush