Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

KISA SÜREN SOĞUK : Turkish English

n. cold snap

KISA SÜREN ŞANS : Turkish English

n. streak of luck

KISA SÜREN ŞİDDETLİ RÜZGÂR : Turkish English

n. scud

KISA SINAV : Turkish English

n. quiz

KISA TELGRAF : Turkish English

n. day letter

KISA TOPLANTI : Turkish English

n. briefing

KISA TOZLUK : Turkish English

n. spatterdash, spat

KISA UYKU : Turkish English

n. nap, snooze, lie down, forty winks

KISA UÇAK YOLCULUĞU : Turkish English

n. flip

KISA VADEDE : Turkish English

adv. in the short run, at short date

KISA VADELİ : Turkish English

adj. short term, short range, shortdated, short

KISA VE ANLAŞILIR KONUŞMAK : Turkish English

v. chop one's words

KISA VE BASİT ŞARKI : Turkish English

n. ditty

KISA VE DAR CEKET : Turkish English

n. monkey jacket

KISA VE ETKİLİ (ANLATIM) : Turkish English

adj. compact

KISA VE GÜÇLÜ OLARAK : Turkish English

adv. staccato

KISA VE KALIN : Turkish English

adj. chunky, stubby

KISA VE KALIN ŞEY : Turkish English

n. spud

KISA VE KOLSUZ BLUZ : Turkish English

n. tank top

KISA VE NAKARATLI ŞARKI : Turkish English

n. roundelay

KISA VE OBUR KİMSE : Turkish English

n. dumpling

KISA VE SERT KILLI BİR KÖPEK : Turkish English

n. griffon

KISA VE ÖZ : Turkish English

adj. brief, laconic, pithy, tabloid, telegraphic, terse

KISA VE ÖZ BİÇİMDE AÇIKLAMAK : Turkish English

v. explain briefly, encapsulate, incapsulate

KISA VE ÖZ OLMA : Turkish English

n. terseness