Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

BOŞ LÂFLAR : Turkish English

n. malarkey

BOŞ MASA YOK : Turkish English

No vacant tables

BOŞ MUSUNUZ : Turkish English

Are you free

BOŞ NUMARA : Turkish English

n. blank

BOŞ ODA : Turkish English

n. vacancy, spare room

BOŞ OLARAK : Turkish English

adv. in blank

BOŞ SAYFA EKLEMEK : Turkish English

v. interleave

BOŞ SES VERMEK : Turkish English

v. ring hollow

BOŞ SÖZ : Turkish English

n. nothing, piffle

BOŞ SÖZLERLE AVUTMAK : Turkish English

v. whisper sweet nothings

BOŞ TEHDİT : Turkish English

n. bluster

BOŞ TESLİM : Turkish English

n. vacant possession

BOŞ UMUT : Turkish English

n. will o' the wisp

BOŞ VAKİT : Turkish English

n. spare time, leisure

BOŞ VE ANLAMSIZ SÖZCÜKLER : Turkish English

n. formula

BOŞ YER : Turkish English

n. vacancy, room, void, empty space

BOŞ YER VAR : Turkish English

Vacancy

BOŞ YER YOK : Turkish English

No vacancy

BOŞ YERE : Turkish English

adv. in vain, to no avail, unduly

BOŞ YERE MEZİYET SAYILAN TARAF : Turkish English

n. foible

BOŞ YERİNİZ VAR MI : Turkish English

Do you have any vacancies

BOŞ ZAMAN : Turkish English

n. spare time, leisure time, spare hours

BOŞ ZAMAN DOLDURACAK PROGRAM : Turkish English

n. filler

BOŞ ZAMAN ETKİNLİKLERİ : Turkish English

n. leisure activities

BOŞ ZAMANLARDA GİDİLEN OKUL : Turkish English

n. continuation school