Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

BÖLÜM MÜDÜRÜ : Turkish English

n. floor manager

BÖLÜMLENDİRMEK : Turkish English

v. departmentalize

BÖLÜMLENDİRMEMEK : Turkish English

v. (neg. form of bölümlendirmek) departmentalize

BÖLÜMLER HALİNDE : Turkish English

adj. fascicular, fasciculate

BÖLÜMLERDEN OLUŞMUŞ : Turkish English

adj. episodic

BÖLÜMLERE AYIRMAK : Turkish English

v. compartmentalize, ramify, departmentalize

BÖLÜMLERE AYIRMAK (YAZI) : Turkish English

v. rubricate

BÖLÜMSEL : Turkish English

adj. sectional

BÖLÜNEBİLİR : Turkish English

adj. divisible, fissionable, fissile

BÖLÜNEBİLİRLİK : Turkish English

n. divisibility, ability to be divided or separated

BÖLÜNEBİLME : Turkish English

n. divisibility

BÖLÜNEMEYECEK KADAR KÜÇÜK DEĞER : Turkish English

n. infinitesimal

BÖLÜNEMEZ : Turkish English

adj. indivisible, infrangible

BÖLÜNEMEZ SAYI : Turkish English

n. indivisible

BÖLÜNEN BAKTERİ : Turkish English

n. schizomycete

BÖLÜNEN MANTAR : Turkish English

n. schizomycete

BÖLÜNEN SAYI : Turkish English

n. dividend

BÖLÜNEN YAPILAR : Turkish English

n. schizophyte

BÖLÜNEREK ÇOĞALMA : Turkish English

n. segmentation

BÖLÜNME : Turkish English

n. division, splitting, separation, split, segmentation, cleavage, fission, rent, schism, secession

BÖLÜNME : Turkish English

pref. schizo

BÖLÜNME İLE İLGİLİ : Turkish English

adj. divisional

BÖLÜNMEK : Turkish English

v. be divided, be separated, split up, divide, go to pieces, splinter off, split, split off

BÖLÜNMEMEK : Turkish English

v. (neg. form of bölünmek) be divided, be separated, split up, divide, go to pieces, splinter off, split, split off

BÖLÜNMEMİŞ : Turkish English

adj. undivided, indiscrete