Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

DAHA BÜYÜK BİR ŞEYLERİNİZ VAR MI : Turkish English

Do you have anything larger

DAHA BÜYÜK BOYU VAR MI : Turkish English

Do you have a larger one, Is it available in a bigger size

DAHA BÜYÜK KOZ OYNAMAK : Turkish English

v. overtrump

DAHA CESUR OLMAK : Turkish English

v. outbrave

DAHA DA : Turkish English

adv. still

DAHA DA EKLEMEK : Turkish English

v. superadd

DAHA DA EKLENMEK : Turkish English

v. be superadded

DAHA DA FAZLA OLMA : Turkish English

n. deal

DAHA DA İYİ : Turkish English

adv. even better, all the better, yet better

DAHA DA KÖTÜ OLMAK : Turkish English

v. worsen

DAHA DA KÖTÜLEŞTİRMEK : Turkish English

v. make it worse

DAHA DA KÖTÜSÜ : Turkish English

n. worse

DAHA DA KÖTÜYE : Turkish English

adv. from bad to worse

DAHA DA ÖNEMLİ : Turkish English

adv. yet more important

DAHA DİKKATLİ OL : Turkish English

interj. have a care

DAHA DONUK : Turkish English

adj. dimmer

DAHA DOĞRUSU : Turkish English

adv. rather

DAHA DUYARLI DAVRANMAK : Turkish English

v. clamp down

DAHA DÜN : Turkish English

adv. only yesterday

DAHA DÜŞÜK TEKLİF YAPMAK : Turkish English

v. underbid

DAHA ERKEN : Turkish English

adj. earlier

DAHA EVVEL : Turkish English

adv. earlier

DAHA FAZLA : Turkish English

adv. anymore, upward, upwards, upward of, upwards of, further

DAHA FAZLA ORSA SEYRİ YAPMAK : Turkish English

v. outpoint

DAHA FAZLA OTURMAK : Turkish English

v. outsit