Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

DAHA UZUN ÖMÜRLÜ OLMAK : Turkish English

v. stand through

DAHA UZUNU VAR MI : Turkish English

Do you have a longer one

DAHA VARLIKLI : Turkish English

adj. better off

DAHA YAŞLI : Turkish English

adj. elder, older, senior

DAHA YUKARI : Turkish English

adv. higher, upward of, upwards of

DAHA YÜKSEK : Turkish English

interj. excelsior

DAHA YÜKSEK SESLE ÇALMAK : Turkish English

v. play up

DAHA ZENGİN : Turkish English

adj. better off

DAHA ZİYADE : Turkish English

adv. a fortiori

DAHA ÇABUK GİTMEK : Turkish English

v. outpace

DAHA ÇOK : Turkish English

pref. supra

DAHA ÇOK DAYANMAK : Turkish English

v. outlast, outlive

DAHA ÇOK İSTEMEK : Turkish English

v. like better

DAHA ÇOK KAZANMAK : Turkish English

v. better oneself

DAHA ÇOK KÂR ETMEK : Turkish English

v. outsell

DAHA ÇOK PARLAMAK : Turkish English

v. outshine

DAHA ÇOK SATMAK : Turkish English

v. outsell

DAHA ÇOK SEVİLEN : Turkish English

v. better loved

DAHA ÇOK SEVMEK : Turkish English

v. like better

DAHA ÖNCE BELİRTİLEN : Turkish English

adj. aforementioned, aforesaid

DAHA ÖNCE KAPMA : Turkish English

n. preoccupancy

DAHA ÖNCE VAR OLMAK : Turkish English

v. pre exist

DAHA ÖNCE ÖLMEK : Turkish English

v. predecease

DAHA ÖNCE ÜLSER TEDAVİSİ GÖRMÜŞTÜM. : Turkish English

I have previously received treatment for an ulcer

DAHA ÖNEMLİ BAŞKA BİR İŞ YÜZÜNDEN YAPMAMAK : Turkish English

v. overslaugh