Multilingual Turkish Dictionary Turkish French

KÖTÜ HAVA : Turkish French

gros temps, temps de chien, temps pourri

KÖTÜ HUYLU : Turkish French

vicieux/euse

KÖTÜ HUYLU OLMAK : Turkish French

avoir mauvais caractère, n'avoir point de mìurs

KÖTÜ İZ BIRAKMAK : Turkish French

marquer mal

KÖTÜ İŞ : Turkish French

méfait [le]

KÖTÜ İŞE BULAŞTIRMAK : Turkish French

embourber

KÖTÜ KOKMAK : Turkish French

sentir mauvais, empester

KÖTÜ KOKULU : Turkish French

malodorant/e

KÖTÜ KULLANMAK : Turkish French

profaner

KÖTÜ MAL : Turkish French

camelote [la]

KÖTÜ MUAMELE : Turkish French

sévices

KÖTÜ NİYET : Turkish French

mauvaise foi, mauvaise volonté

KÖTÜ NİYETLİ : Turkish French

déloyal/e, mal intentionné, malintentionné/e

KÖTÜ NİYETLİ OLMAK : Turkish French

avoir mouvais esprit

KÖTÜ NİYETLİLİK : Turkish French

déloyauté [la], malveillance [la]

KÖTÜ OLMAK : Turkish French

(saðlýðý) se porter mal

KÖTÜ SÖZ : Turkish French

méchanceté [la]

KÖTÜ TALİH : Turkish French

fortune adverse, mal loti, adversité [la], guigne [la], malédiction [la]

KÖTÜ YOL : Turkish French

libertinage [le]

KÖTÜ YOLA SAPMIŞ : Turkish French

libertin/e

KÖTÜ YOLA YÖNELTMEK : Turkish French

empoisonner

KÖTÜ YOLDAN ÇEVİRMEK : Turkish French

désabuser

KÖTÜ YÜREKLİ : Turkish French

malin/igne, malveillant/e

KÖTÜ YÜREKLİLİK : Turkish French

malignité [la], malveillance [la], méchanceté [la]

KÖTÜ ÖRNEK OLAN KİMSE : Turkish French

ebis galeuse