Multilingual Turkish Dictionary Turkish German

GÖZLEM : Turkish German

Beobachtung [die]

GÖZLEMCİ : Turkish German

Beobachter [der]

GÖZLEME : Turkish German

Pfannkuchen [der]

GÖZLEMEK : Turkish German

emerken, beobachten, erkunden

GÖZLEMEVİ : Turkish German

Observatorium [das], Sternwarte [die]

GÖZLERİ İYİ GÖRMEK : Turkish German

gute Augen haben

GÖZLERİ İYİ GÖRMEMEK : Turkish German

schlechte Augen haben

GÖZLERİ YAŞARMAK : Turkish German

tränen

GÖZLERİNİ BAĞLAMAK : Turkish German

jdm die Augen verbinden

GÖZLERİNİ FAL TAŞI GİBİ AÇMAK : Turkish German

große Augen machen

GÖZLÜK : Turkish German

Brille [die]

GÖZLÜK KÖPRÜSÜ : Turkish German

Bügel [der]

GÖZLÜK ÇERÇEVESİ : Turkish German

Brillenfassung [die], Brillengestell [das]

GÖZLÜKLÜ : Turkish German

"eine Brille tragend; (at) mit Scheuklappen"

GÖZLÜKLÜYILAN : Turkish German

Kobra [die]

GÖZLÜKSÜZ : Turkish German

mit bloßem Auge

GÖZLÜKÇÜ : Turkish German

Optiker [der]

GÖZYAŞLARINA BOĞULMAK : Turkish German

in Tränen zerfließen, in Tränen ausbrechen

GÖZYAŞI : Turkish German

Träne [die]

GÖZYAŞI DÖKMEK : Turkish German

weinen

GÖZÜ DUMANLI : Turkish German

hitzig

GÖZÜ DÖNMÜŞ : Turkish German

asend

GÖZÜ İLE BAKMAK : Turkish German

etrachten, halten für

GÖZÜ KAPALI : Turkish German

lindlings

GÖZÜ KORKMAK : Turkish German

verzagen