English To Turkish
CLEOPATRA VII : English Turkish
VII. Cleopatra, (İÖ
30) Mısır'ın ünlü kraliçesi
CLEOPATRA'S NEEDLE : English Turkish
Cleopatra'nın iğnesi, ilk olarak III. Thutmose tarafından Mısır'da dikilmiş olan (İÖ 1475) ve daha sonrasında 1800'lerin sonlarında İngiltere ve Birleşik Devletler'e hediye edilmiş olan iki dikilitaştan biri
CLEPE : English Turkish
v. seslenme, çağırma, isim (Arkaik)
CLEPSYDRA : English Turkish
n. su saati, ayarlanmış su veya civa akışına göre zamanı ölçen antik enstrüman
CLEPTOMANIA : English Turkish
n. kleptomani, dürtünün etkisi ile yapılan ve kontrol edilemeyen hırsızlıkla karakterize ruhsal hastalık
CLEPTOMANIAC : English Turkish
n. kleptomaniden muzdarip kimse (dürtünün etkisi ile yapılan ve kontrol edilemeyen hırsızlıkla karakterize ruhsal hastalık)
CLERAMBAULT-KANDINSKY SYNDROME : English Turkish
n. Clerambault-Kandinsky sendromu, (Psikiyatri) erotomani, cinsel saplantı, Kandinsky kompleksi, bir kişinin kendisininkinden daha üst bir sosyal statüdeki bir başka kişinin kendisine âşık olduğuna inanması rahatsızlığı
CLERESTORY : English Turkish
n. pencereli üst kısım (yapı)
CLERGY : English Turkish
n. rahipler sınıfı, ruhban sınıfı, rahip
CLERGYMAN : English Turkish
n. rahip, papaz, vaiz
CLERGYWOMAN : English Turkish
n. kadın papaz; ruhban sınıfının kadın üyesi
CLERIC : English Turkish
n. papaz, rahip
CLERICAL : English Turkish
adj. büro işleriyle ilgili, yazı işleriyle ilgili, büro, yazı; rahiplere ait, rahiplerle ilgili, kilisenin yönetime karışması taraftarı
CLERICAL COLLAR : English Turkish
n. cüppe yakası, rahip elbisesi yakası
CLERICAL ERROR : English Turkish
yazım hatası
CLERICAL JOB : English Turkish
yönetim işi, ofis işi
CLERICAL UNION : English Turkish
Ruhani Birliği, ruhani çalışanların hak ve menfaatlerini temsil eden işçi sendikası
CLERICAL WORK : English Turkish
üro işi
CLERICALISM : English Turkish
n. kilise nüfuzu, kilise yasası
CLERICALIST : English Turkish
n. kilise yasalarını destekleyen kimse
CLERICALLY : English Turkish
adv. büro işi şeklinde, bürokratik bir tarzda
CLERIHEW : English Turkish
n. taşlama türünde kıta
CLERISY : English Turkish
n. entellektüellerin ve yüksek eğitim görmüş insanların konumu
CLERK : English Turkish
n. kâtip, yazman, yazıcı; müdür [brit.], şef [brit.]; tezgâhtar, resepsiyonist
CLERK : English Turkish
v. yazmanlık yapmak, kâtiplik yapmak, tezgâhtarlık yapmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani