English To Turkish
CORAL FISH : English Turkish
mercan balığı, mercan kayalıklarında yaşayan balık türü
CORAL ISLAND : English Turkish
mercanada, atol
CORAL REEF : English Turkish
mercan kayalığı
CORAL SEA : English Turkish
n. Mercan Denizi, Pasifik Okyanusu'nun Avustralya ve Yeni Gine ile Solomon Adaları arasında bulunan bölümü; Mercan Denizi Muharebesi'nin yapıldığı yer, 1942 yılında ABD ile Japonya arasında Pasifik semalarında gerçekleşmiş olan bir İkinci Dünya Savaşı muharebesi (Amerikan zaferiyle sonuçlandı)
CORAL SEA ISLANDS : English Turkish
n. Mercan Denizi Adaları, Mercan Denizi Adaları Bölgesi, Mercan Denizi'nde bulunan ve Avustralya'ya ait olan adalar (kuzeydoğu Avustralya'da bulunmaktadır)
CORAL SEA ISLANDS TERRITORY : English Turkish
n. Mercan Denizi Adaları Bölgesi, Mercan Denizi Adaları, Mercan Denizi'nde bulunan ve Avustralya'ya ait olan adalar (kuzeydoğu Avustralya'da bulunmaktadır)
CORALLIN : English Turkish
n. koralin
CORALLINE : English Turkish
n. koralina, deniz yosunu, bitkiye benzeyen hayvan
CORALLINE : English Turkish
adj. mercan gibi, mercan kırmızısı
CORALLITE : English Turkish
n. mercanın tek polipi
CORAM JUDICE : English Turkish
hakim huzurunda, halen hakim tarafından incelenmekte olan (Latince)
CORAM POPULO : English Turkish
coram populo, halkın önünde (Latince)
CORBA : English Turkish
"Common Object Request Broker Architecture (Ortak Nesne Talebi Yönlendirme Mimarisi)", (İnternet) yazılımların birlikte çalışabilme standardı (çeşitli platformlarda iletişim kurabilen ortak ve nesne yönelim arayüzler seti)
CORBAN : English Turkish
n. corban, (İbraniceden gelen) adak, kurban (Kudüs’teki tapınakta eski Yahudiler arasında popülerdi)
CORBEIL : English Turkish
n. heykeltıraş tarafından yapılan meyve veya çiçek sepeti, sepet şeklindeki oyulmuş dekorasyon, mimari süs olarak kullanılan oyulmuş meyve veya çiçek sepeti
CORBEL : English Turkish
n. destek, çıkma desteği
CORBEL : English Turkish
v. destekle çıkmak
CORBIE : English Turkish
n. kuzgun, leş kargası
CORBIE STEPS : English Turkish
n. basamaklı kalkan, kalkan duvarının kenarları boyunca çatı seviyesi üstünden yükselen basamaklar (Mimarlık)
CORBIESTEP : English Turkish
n. yanları basamaklı tepelik
CORBIESTEPS : English Turkish
n. basamaklı kalkan, kalkan duvarının kenarları boyunca çatı seviyesi üstünden yükselen basamaklar (Mimarlık)
CORBINA : English Turkish
n. corbina, mezgit, Kaliforniya kıyısına özgü yenilebilir deniz balığı
CORD : English Turkish
n. bağ, ip, kordon, sicim, şerit, fitil, fitilli kadife, fitilli kadife giysi, odun tartı birimi
CORD : English Turkish
v. bağlamak, kütükleri yığmak
CORDAGE : English Turkish
n. halat takımı, ipler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani