English To Turkish
DEFENSE COMMITTEE OF THE CABINET : English Turkish
Kabinenin Savunma Komitesi, güvenlik konseyi (güvenlik konularıyla ilgilenmek üzere atanmış hükümet bakanları grubu)
DEFENSE CONDITION : English Turkish
Savunma Durumu, ABD ordusunda savaşa hazırlılık durumu için kullanılan
5 arası ölçek (5= normal hazırlılık durumu, 1= maksimum hazırlılık durumu), DEFCON
DEFENSE DATA NETWORK : English Turkish
Savunma Veri Ağı, ABD Savunma Bakanlığı ve ABD Ordusu'nun dünya çapındaki iletişim ağı (Telekomünikasyon), DDN
DEFENSE EXHIBIT : English Turkish
savunma delili, savunma yeteneği veya yeni askeri gelişmeler gösterimi
DEFENSE INTELLIGENCE AGENCY : English Turkish
Savunma İstihbaratı Teşkilatı, Birleşik Devletler'deki üst düzey istihbarat örgütü, düşmanın ordusu ve silah kapasitesiyle ilgili olarak ABD ve müttefiki kuvvetlere muharebe desteği sağlayan kurum, DIA
DEFENSE LAWYER : English Turkish
n. savunma avukatı, savunma vekili, sanık avukatı (Hukuk)
DEFENSE LINE : English Turkish
savunma çizgisi, savunulması gerene çizgi veya sınır, korunması gereken hat
DEFENSE MANEUVER : English Turkish
savunma manevrası, savunma hareketi veya taktiği, kendini veya diğerlerini korumak için yapılan hareket
DEFENSE MECHANISM : English Turkish
savunma mekanizması, bir organizmanın kendini koruma reaksiyonu; bir kimsenin hoş olmayan fikirlerden veya dürtülerden kaçındığı ruhsal süreç (Psikanaliz)
DEFENSE OF THE CITIZENRY : English Turkish
n. vatandaşların savunulması, ülke vatandaşlarının düşmana karşı korunması
DEFENSE PANEL : English Turkish
savunma paneli, savunma konuları ile ilgili olan komite
DEFENSE SERVICE LAW : English Turkish
askerlik kanunu, askerlik hizmetine ilişkin kanun
DEFENSE SOURCE : English Turkish
savunma kaynağı, savunmanın geldiği kaynak
DEFENSE WITNESS : English Turkish
savunma tanığı, mahkemede bir tarafı desteklemek için şahitlik yapan tanık
DEFENSELESS : English Turkish
adj. savunmasızlık, korumasız, savunmasız (ayrıca defenceless)
DEFENSELESSLY : English Turkish
adv. savunmasız bir şekilde, korunmasız bir şekilde, kolay incinir bir şekilde, çaresizce
DEFENSELESSNESS : English Turkish
n. savunmasızlık, korumasız ve savunmasız olma niteliği (ayrıca defencelessness)
DEFENSES : English Turkish
n. askeri savunma kaynakları
DEFENSIBILITY : English Turkish
n. savunulabilir olma, savunulabilir olma niteliği, korunabilir olma
DEFENSIBLE : English Turkish
adj. savunulabilir; hak verilir
DEFENSIBLENESS : English Turkish
n. savunulabilirlik, savunulabilir olma, savunulması mümkün olma
DEFENSIBLY : English Turkish
adv. hak verilir bir biçimde, savunulabilir bir şekilde (savunulabilir olan)
DEFENSIVE : English Turkish
adj. savunma, savunan, koruyan, savunma amaçlı
DEFENSIVE : English Turkish
n. savunma
DEFENSIVE ALERT : English Turkish
savunma uyarısı, beklenmedik bir saldırıyı uzaklaştırmak için hazır olma durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani