Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DISPLAY OF DISRESPECT : English Turkish

saygısızlık gösterisi, saygısızlık sergilenmesi

DISPLAY OF SMTH : English Turkish

v. sergilemek, teşhir etmek

DISPLAY ONE'S CARDS : English Turkish

kartlarını göstermek, elini diğer oyunculara göstermek, elindeki kartları diğer oyunculara göstermek (İskambil)

DISPLAY UNIT : English Turkish

ekran

DISPLAY WINDOW : English Turkish

v. vitrin, camekân

DISPLAYABLE : English Turkish

adj. gösterilebilir, sergilenebilir

DISPLAYED COURAGE : English Turkish

cesaret gösterdi, cesurluk sergiledi, yüreklilik gösterdi

DISPLAYED ENTHUSIASM : English Turkish

heves gösterdi, heves sergiledi

DISPLAYED GOOD CITIZENSHIP : English Turkish

iyi vatandaşlık gösterdi, iyi bir yurttaşlık sergiledi

DISPLAYED KNOWLEDGE : English Turkish

ilgelik gösterdi, akıllılık sergiledi, ustalık gösterdi

DISPLAYED PATIENCE : English Turkish

sabır gösterdi, sabır sergiledi, tolerans gösterdi

DISPLAYED SELF-CONTROL : English Turkish

otokontrol gösterdi, kendi kendini kontrol etme sergiledi

DISPLAYED THE INITIATIVE : English Turkish

inisiyatif gösterdi, inisiyatif sergiledi, harekete geçme becerisi ve yeteneği gösterdi

DISPLAYED TOLERANCE : English Turkish

tolerans gösterdi, esneklik gösterdi, sabır gösterdi

DISPLAYER : English Turkish

n. gösteren, gösterici, sergileyen, halkın görmesi için sergileyen kimse

DISPLAYING : English Turkish

adj. sergileyen, sergi, tanıtım, görüntü

DISPLAYING INTEGRITY : English Turkish

içtenlik gösterme, samimiyet sergileme, ahlaki değerlere bağlılık gösterme

DISPLAYMAN : English Turkish

n. reklâm yapımcısı, dekoratör

DISPLEASE : English Turkish

v. darıltmak, gücendirmek, canını sıkmak, hoşuna gitmemek

DISPLEASED : English Turkish

adj. hoşnutsuz, memnuniyetsiz, dargın, kırgın

DISPLEASING : English Turkish

adj. nahoş, can sıkıcı, hoşa gitmeyen

DISPLEASING : English Turkish

n. gücendirme

DISPLEASURE : English Turkish

n. memnuniyetsizlik, hoşnutsuzluk; gücenme, öfke

DISPLUME : English Turkish

v. soymak, tüylerini yolmak; onurunu veya zenginliğini yok etmek

DISPORT : English Turkish

v. eğlenmek, oyalanmak, oynamak, kendini eğlendirmek