Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
ALTERNATIVE COUNTRY : English Turkish

n. alternatif country, alt-country, country müziği tarzı

ALTERNATIVE DISPUTE RESOLUTION : English Turkish

alternatif sorun çözümü, ADR, üçünü şahıs arabulucu aracılığı gerektiren ve anlaşmazlığın iki tarafı için de kabul edilir çözüm bulmayı amaçlayan çatışma çözümlenmesi yöntemi

ALTERNATIVE EDUCATION : English Turkish

n. alternatif eğitim, geleneksel olmayan eğitim, yeni ya da standart olmayan eğitim felsefesine dayalı olan öğretim yöntemleri

ALTERNATIVE ENERGY SOURCE : English Turkish

alternatif enerji kaynağı, standart kaynaklardan farklı olan enerji kaynakları (güneş, hidroelektrik, vs. gibi)

ALTERNATIVE MEDICINE : English Turkish

alternatif tıp, masaj, bitkisel tedavi ve başka yöntemler kullanan tedavi yöntemi

ALTERNATIVE PLAN : English Turkish

alternatif plan, başka plan, farklı hareket biçimi, farklı strateji

ALTERNATIVE PRODUCT : English Turkish

alternatif ürün, ikame ürünler, başka bir ürünün yerine satın alınabilen ürün

ALTERNATIVE REMEDY : English Turkish

alternatif çare, alternatif çözüm; geleneksel olandan farklı tıbbi tedavi

ALTERNATIVELY : English Turkish

adv. alternatif olarak

ALTERNATIVELY TO ALTERNATIVE : English Turkish

ikinci seçeneğe alternatif olarak, üçüncü seçenek, alternatif bir talebe alternatif olarak

ALTERNATIVENESS : English Turkish

n. alternatiflik, olasılık; ikame

ALTERNATOR : English Turkish

n. alternatör

ALTHAEA : English Turkish

n. Yunan mitolojisinde bir karakter; gülhatmi, hatmi çiçeği; gösterişli çiçekler kümeleri olan bir Eski Dünya baharatı türü

ALTHEA : English Turkish

n. bir kadın adı

ALTHO : English Turkish

conj. rağmen, karşın, gerçi

ALTHORN : English Turkish

n. nefesli bir çalgı

ALTHOUGH : English Turkish

conj. karşın, ise de, rağmen, olduğu halde, gerçi

ALTIGRAPH : English Turkish

n. altigraf, yükseklik ölçen ve sonuçları çizime kaydeden alet

ALTIMETER : English Turkish

n. altimetre, yükseklik ölçer

ALTIMETRY : English Turkish

n. yükseklik ölçme bilimi, yükseklik ölçmek için kullanılan alet; yükseklik ölçme bilimi

ALTISONANT : English Turkish

adj. gürültülü, yüksek sesle, gösterişli; tumturaklı; iddialı

ALTITUDE : English Turkish

n. yükseklik, yükselti, irtifa, rakım, üstünlük, itibar

ALTITUDE INDICATOR : English Turkish

yükseklik göstergeci, yeryüzü üzerinde belirli bir seviyedeki yükseklik seviyesini gösteren cihaz

ALTITUDES : English Turkish

n. yüksek yer, doruklar

ALTMAN : English Turkish

n. bir soyadı