Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
FLEECELIKE : English Turkish

adj. yünlü, yumuşak tüylü gibi, koyun yününe benzer

FLEECER : English Turkish

n. soyguncu, hırsız, sömürücü, istismar eden kimse; koyunlardan yünlerini kırpan kimse

FLEECINESS : English Turkish

n. yün gibi olma, yünlülük, yünle kaplı olma

FLEECY : English Turkish

adj. yün gibi, yumuşacık, yünden

FLEER : English Turkish

n. alay etme faaliyeti, alay etme, taşlama

FLEER : English Turkish

v. dalga geçmek, taklit etmek, alay etmek, taşlamak, alayla gülümsemek, küçümsemek

FLEERER : English Turkish

n. alay eden dalga geçerek taklidini yapan kimse, alaycı kimse, dalga geçen kimse

FLEET : English Turkish

n. filo, donanma, alay

FLEET : English Turkish

adj. seri, hızlı, çevik, kısacık, fani, kısa süren

FLEET ADMIRAL : English Turkish

Filo Amirali, ABD Deniz Kuvvetleri'nin en yüksek rütbesi, Filo Amirali; bu ünvanı taşıyan subay

FLEET AIR ARM : English Turkish

n. Filo Hava Birliği, gemi bordasındaki uçaklardan sorumlu olan İngiliz Kraliyet Donanması'nın havacılık bölümü, FAA

FLEET OF CARS : English Turkish

araba filosu, birleştirilmiş kontrol altında çalışan arabalar grubu

FLEET STREET : English Turkish

asın, gazetecilik, medyanın etkisi

FLEETING : English Turkish

adj. çabuk geçen, kısa süren, fani, kısacık

FLEETINGLY : English Turkish

adv. kısaca, bir an için, anlık, hızlıca

FLEETINGNESS : English Turkish

n. çabukluk, hız, sürat; geçici özellik, geçicilik, fanilik

FLEETLY : English Turkish

adj. hızlıca, büyük bir süratle

FLEETNESS : English Turkish

n. çeviklik, fanilik, geçicilik

FLEM. : English Turkish

n. Flem., Flandra'ya ait
Flandra insanlarının olan; Felemenkçe ile ilgili

FLEMING : English Turkish

n. Flaman

FLEMISH : English Turkish

n. Flaman dili, Flamanlar

FLEMISH : English Turkish

adj. Flaman, Flaman diline ait

FLENCH : English Turkish

v. balinayı yüzmek, ayıbalığını yüzmek, yağını çıkarmak (balina)

FLENSE : English Turkish

v. balinayı yüzmek, ayıbalığını yüzmek, yağını çıkarmak (balina)

FLESH : English Turkish

n. et, vücut, beden, insan doğası, bedensel istekler, şehvet, insanlık