Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
GLOSSOPHARYNGEAL : English Turkish

adj. glosofarinjeal, dille ve yutakla ilgili

GLOSSY : English Turkish

adj. parlak, cilâlı, kuşe kâğıda basılmış, sahte tavırlı, gösterişli

GLOSSY : English Turkish

n. kuşe kâğıtlı dergi

GLOSSY FINISH : English Turkish

n. parlak yüzey

GLOSSY MAGAZINE : English Turkish

n. kuşe kâğıtlı dergi

GLOSSY PAPER : English Turkish

kuşe kâğıt

GLOTTAL : English Turkish

adj. gırtlaksı, gırtlaktan çıkan

GLOTTAL STOP : English Turkish

n. gırtlak ünsüzü, nefes borusu ağzı ile telaffuz edilen patlamalı ünsüz

GLOTTIC : English Turkish

adj. gırtlak diline ait, glotisle ilgili, ses telleri arasındaki aralıkla ilgili (Anatomi); gırtlak dili ile telaffuz edilen, ses telleri arasındaki aralıkta telaffuz edilen (Fonetik)

GLOTTIS : English Turkish

n. glotis, nefes borusu ağzı

GLOTTOLOGY : English Turkish

n. dil bilim, dilbilimi; dil incelemesi (Eski kullanım)

GLOUBOSITY : English Turkish

n. küre biçimi, yuvarlaklık; küre şekli (ayrıca globosity)

GLOUCESTER : English Turkish

n. Gloucester, güneybatı İngiltere'de bulunan bir liman; Massachusetts'de bir liman (ABD)

GLOUCESTERSHIRE : English Turkish

n. Gloucestershire, güneybatı İngiltere'de bulunan kontluk; güneybatı İngiltere'de bulunan bir liman

GLOVE : English Turkish

n. eldiven

GLOVE : English Turkish

v. eldiven giydirmek

GLOVE BOX : English Turkish

n. torpido gözü

GLOVE COMPARTMENT : English Turkish

n. torpido gözü

GLOVE PUPPET : English Turkish

n. el kuklası

GLOVEBOX : English Turkish

n. torpido gözü, eldiven gözü, araçta küçük eşyalar saklamak için kullanılan özel bölme

GLOVED : English Turkish

adj. eldivenli

GLOVER : English Turkish

n. Glover, soyadı; Crispin Glover (1964 doğumlu), "Geleceğe Dönüş" filmindeki rolüyle ünlü olan ABD'li televizyon ve sinema oyuncusu

GLOW : English Turkish

n. kızarma, kızgınlık, parıltı, coşku, heyecan, hırs, şevk, ihtiras

GLOW : English Turkish

v. kızarmak, kıpkırmızı olmak, korlaşmak, kızıllaşmak, coşmak, yanmak, parlamak

GLOW LAMP : English Turkish

kırmızı lâmba