Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

BIOS SETUP : English Turkish

BIOS kurulum; sistem konfigürasyonlarını değiştirmek için başlarken aktifleştirilebilen program

BIOSAFETY : English Turkish

n. biyogüvenlik, biyolojik güvenlik, biyolojik araştırma sırasında güvenlik sağlama süreci (ortamsal, kişisel veya sağlık problemlerini önleme)

BIOSCIENCE : English Turkish

n. biyobilim, biyolojik bilim, canlı bilimi

BIOSCIENTIST : English Turkish

n. biyobilimci, biyolojik bilimci, canlı bilimiyle uğraşan bilim insanı

BIOSCOPE : English Turkish

n. biyoskop, biyograf, eski model film göstericisi

BIOSCOPY : English Turkish

n. biyoskopi, bir vücutta hayat işareti tespiti için yapılan inceleme

BIOSECURITY : English Turkish

n. biyogüvenlik, biyoemniyet, hem insanlar hem de hayvanları biyolojik tehlikeden koruyan ortamlar sağlamak için geliştirilmiş sistem; insanların biyolojik savaşa karşı korunması

BIOSIS : English Turkish

n. biyoz, hayat, yaşam, geniş anlamda yaşam, can

BIOSPHERE : English Turkish

n. biyosfer, canlı küre, dünyanın üzerinde hayat olan alanları

BIOSURGERY : English Turkish

n. biyocerrahi, enfekte olmuş yaranın temizlenmesinde maggotların (uçan belli böceklerin larvalarının) tıbbi kullanımı

BIOSYNTHESIS : English Turkish

n. biyosentez, canlı organizmaların kimyasal bileşimler üretimi

BIOTA : English Turkish

n. biyota, belirli bir ekosistemde yaşayan tüm bitki ve hayvanların toplam nüfusu (Ekoloji)

BIOTECH : English Turkish

n. biyotek, biyoteknoloji, biyolojik bilginin endüstriyel ihtiyaçlara uygulanması

BIOTECHNOLOGICAL : English Turkish

adj. biyoteknolojik, biyoteknoloji (biyolojik bilginin endüstriyel ihtiyaçlara uygulanması) ile ilgili

BIOTECHNOLOGY : English Turkish

n. biyoteknoloji, biyolojik bilginin endüstriyel ihtiyaçlara uygulanması) ile ilgili

BIOTERRORISM : English Turkish

n. biyoterör, biyoterörizm, biyolojik savaşım kullanan terör, terörde biyolojik madde kullanımı

n. biyoterapi, biyolojik tedavi, canlı organizmalardan yapılan ilaç ve aşılarla gerçekleştirilen hastalık tedavisi, canlı aşı veya antibiyotiklerle yapılan hastalık tedavisi; biyolojik terapi, enfeksiyon kanser ve diğer hastalıklara karşı vücudun bağışıklık sistemini uyarmak amacıyla maddelerin kullanıldığı tedavi

BIOTIC : English Turkish

adj. biyotik, canlılarla ilgili, canlılara özgü, hayatla ilgili, hayata özgü, canlılar tarafından sebep olunan

BIOTICAL : English Turkish

adj. biyotik, canlılarla ilgili, canlılara özgü, hayatla ilgili, hayata özgü, canlılar tarafından sebep olunan

BIOTICALLY : English Turkish

adv. biyotik bir şekilde, biyotik bir bakış açısıyla, canlılarla ilgili olarak, canlılara özgü bir şekilde, hayatla ilgili olarak, hayata özgü bir şekilde, canlılar tarafından sebep olunan bir şekilde

BIOTIN : English Turkish

n. biyorin, B vitamini (eski H vitamini) ailesinde bulunan asit

BIOTITE : English Turkish

n. biyotit, karamika, mika grubu minerali

BIOTOPE : English Turkish

n. biyotop

BIOTOXIN : English Turkish

n. biyotoksin, canlı zehri, canlı organizmaların (hayvan, bitki, bakteri, fung gibi) zehirli maddesi

BIOTOYS : English Turkish

n. biyooyuncaklar, yeni teknolojik keşiflerle yapılan oyuncaklar (canlı yaratıkları taklit eden oyuncaklar vs gibi)

English To Turkish