Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

BL : English Turkish

"bill of lading (konşimento)"; yük alındısı, yük belgesi, konşimento

BL : English Turkish

"bachelor of law (hukuk mezunu)"; hukuk alanında lisans mezunu

BLA-BLA : English Turkish

falan filan, konuşma veya gevezelik etmeyi göstermek için kullanılır

BLA-BLA-BLA : English Turkish

falan filan, konuşma veya gevezelik etmeyi göstermek için kullanılır

BLAB : English Turkish

n. boşboğaz, geveze, çenesi düşük

BLAB : English Turkish

v. ağzından kaçırmak, boşboğazlık etmek, gevezelik etmek

BLAB OUT : English Turkish

v. ağzından kaçırmak

BLABBER : English Turkish

n. boşboğaz kimse

BLABBERMOUTH : English Turkish

n. boşboğaz, konuşkan, çok konuşan; dedikoducu

BLACK : English Turkish

n. siyah; zenci; siyah giysi, siyah boya; is

BLACK : English Turkish

v. siyaha boyamak, siyahlatmak, karartmak

BLACK : English Turkish

adj. kara, siyah; zenci; pis; koyu; kötü, uğursuz, kızgın, karalayıcı; morarmış, kasvetli,

BLACK AFRICA : English Turkish

n. kara afrika

BLACK AND BLUE : English Turkish

mosmor, morarmış, çürümüş

BLACK AND WHITE : English Turkish

adj. basılı şey, siyah beyaz resim

BLACK AND WHITE RECEPTION : English Turkish

n. siyah beyaz yayın, siyah ve beyaz renk tonlu televizyon yayını (renklinin tersine)

BLACK AREA : English Turkish

n. siyah bölge, siyah alan, yasaklı alan; tehlikeli bölge

BLACK ART : English Turkish

kara büyü

BLACK AS MIDNIGHT : English Turkish

gece gibi simsiyah, kapkara, kömür karası, zift karası

BLACK AS NIGHT : English Turkish

gece gibi simsiyah, kapkara, kömür karası, zift karası

BLACK AS SOOT : English Turkish

adj. kapkara, simsiyah, kömür gibi

BLACK BALL : English Turkish

n. ret oyu, karşı oy

BLACK BEARS : English Turkish

Kara Ayılar, Maine Üniversitesi'nin spor takımlarının adı (ABD)

BLACK BEETLE : English Turkish

karaböcek, hamamböceği

BLACK BELT : English Turkish

zenci bölgesi [amer.]