Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

FIRST COLLISION PROBABILITY : English Turkish Nuclear Science

ilk çarpışma olasılığı

FISSILE : English Turkish Nuclear Science

ölünebilir,fisil

FISSILE MATERIAL : English Turkish Nuclear Science

ölünebilir madde,fisil veya fisyon özellikli madde

FISSILE MATERIAL INVENTORY : English Turkish Nuclear Science

fisil madde envanteri

FISSION : English Turkish Nuclear Science

çekirdek bölünmesı,bölünme(fisyon),çekirdek fisyon,nükleer bölünme, fisyon

FISSION COUNTER TUBE : English Turkish Nuclear Science

fisyon sayaç tübü

FISSION CROSS SECTION : English Turkish Nuclear Science

ölünme kesiti,fisyon tesir kesiti,bölünme tesir kesiti fission energy bölünme enerjisi

FISSION FRAGMENT : English Turkish Nuclear Science

fisyon parçası

FISSION FRAGMENTS : English Turkish Nuclear Science

fisyon parçaları,bölünme parçaları

FISSION GAS : English Turkish Nuclear Science

fisyon gazı

FISSION NEUTRONS : English Turkish Nuclear Science

ölünme nötronları,fizyon nötronları

FISSION PRODUCTS : English Turkish Nuclear Science

ölünme ürünleri,fisyon ürünleri, nükleer bölünme ürünleri

FISSION SPECTRUM : English Turkish Nuclear Science

ölünme izgesi,bölünme tayfı,fisyon spektrumu

FISSION WIDTH : English Turkish Nuclear Science

fisyon genişliği

FISSION YIELD : English Turkish Nuclear Science

ölünme verimi,fisyon verimi

FISSION, NUCLEAR : English Turkish Nuclear Science

ölünme, nükleer

FISSIONABLE : English Turkish Nuclear Science

ölünebilir,fisyon yapabilen

FISSIUM : English Turkish Nuclear Science

ölünmüş ve bölünebilir maddeler

FISSURE : English Turkish Nuclear Science

çizik

FIXING : English Turkish Nuclear Science

tespit

FIZED POISON : English Turkish Nuclear Science

katı zehir

FLANGE SEAL : English Turkish Nuclear Science

flanş contası

FLANGED JOINTS : English Turkish Nuclear Science

flanşlı bağlantılar

FLASH MAGNETIZATION : English Turkish Nuclear Science

ani mıknatıslama

FLASH RADIOGRAPHY : English Turkish Nuclear Science

flaş radyografisi