Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
LOCALISING CONE : English Turkish Nuclear Science

sınırlayıcı koni

LOCALIZATION, SELECTIVE (BIOLOGY) : English Turkish Nuclear Science

seçici yerleşme

LOGARITHMIC AMPLIFIER : English Turkish Nuclear Science

logaritmik yükseltici

LOGARITHMIC DECREMENT : English Turkish Nuclear Science

logaritmik azalma

LOGARITHMIC ENERGY DECREMENT : English Turkish Nuclear Science

logaritmik enerji kaybı

LOGIC CIRCUITS : English Turkish Nuclear Science

mantık devresi

LOGIC TREE : English Turkish Nuclear Science

mantık ağacı

LONG-ANODE TUBE (ROD-ANODE-TUBE) : English Turkish Nuclear Science

uzun anodlu tüp (çubuk anodlu tüp)

LONGITUDINAL MAGNETIZATION : English Turkish Nuclear Science

oyuna mıknatıslama

LONGITUDINAL WAVE : English Turkish Nuclear Science

oyuna dalga

LOOP : English Turkish Nuclear Science

döngü,çevrim

LOSS : English Turkish Nuclear Science

kayıp,atılım

LOSS OF COOLANT ACCIDENT (LOCA) : English Turkish Nuclear Science

soğutucu kaybı kazası

LOVE WAVE : English Turkish Nuclear Science

love dalgası

LOW ENRICHED URANIUM : English Turkish Nuclear Science

düşük zenginlikli uranyum,düşük zenginlikte uranyum

LOW LEVEL WASTE : English Turkish Nuclear Science

düşük düzeyde artık,düşük düzeyli atık,düşük seviyeli artık

LOW POWER SET POINT : English Turkish Nuclear Science

düşük güç ayar noktası

LOW PRESSURE COOLANT INJECTION : English Turkish Nuclear Science

düşük basınç soğutucu enjeksiyonu

LOW PRESSURE COOLANT SPRAY : English Turkish Nuclear Science

düşük basınç soğutucu spreyi

LOW-LEVEL ANALYSIS : English Turkish Nuclear Science

düşük seviye analizi

LOW-LEVEL COUNTING : English Turkish Nuclear Science

düşük seviye sayımı

LOWER LIMIT OF DETECTION : English Turkish Nuclear Science

en küçük ölçme sınırı

LUMINANCE : English Turkish Nuclear Science

aydınlık,