Multilingual Turkish Dictionary Turkish To English

GÜMÜŞLEMEMEK : Turkish English

v. (neg. form of gümüþlemek) silver

GÜMÜŞLÜ : Turkish English

adj. silvery, lunar

GÜMÜŞTEN YAPILMIŞ : Turkish English

adj. made of silver

GÜMÜŞÇÜ : Turkish English

n. silversmith

GÜN : Turkish English

n. day, bee, sun

GÜN AĞARMAK : Turkish English

v. dawn

GÜN AĞARMASI : Turkish English

n. peep of day

GÜN AĞARIRKEN : Turkish English

n. at dawn

GÜN AŞIRI : Turkish English

adv. every other day, on alternate days

GÜN BATIMI : Turkish English

n. sundown, the set of the day, sunset

GÜN BATIMI SONRASI KIZILLIK : Turkish English

n. afterglow

GÜN BATIMINDA DORUKLARDAKİ KIZIL IŞIK : Turkish English

n. alpenglow

GÜN BATIMINDAN ÖNCE : Turkish English

adv. day before

GÜN BELİRLEMEKSİZİN : Turkish English

adv. sine die

GÜN BOYU : Turkish English

adv. all day, day long

GÜN BOYU GEÇERLİ BİLET : Turkish English

n. day ticket

GÜN BOYU SÜREN : Turkish English

adj. around-the-clock, round the clock, day long

GÜN BOYUNCA : Turkish English

adj. around-the-clock, round the clock

GÜN GİBİ ORTADA : Turkish English

as clear as daylight, as clear as day, clear as day, clear as daylight

GÜN VE AYDINLIK TANRISI : Turkish English

n. Apollo

GÜN IŞIĞI : Turkish English

n. daylight

GÜN IŞIĞINA ÇIKARMAK : Turkish English

v. rake up

GÜN IŞIĞINA ÇIKMAK : Turkish English

v. emerge, surface

GÜN IŞIĞINDA : Turkish English

n. in daylight

GÜNAH : Turkish English

adj. sinful