Multilingual Turkish Dictionary Turkish To English

HÜKÜMET İZNİYLE KORSANLIK YAPMAK : Turkish English

v. privateer

HÜKÜMET İZNİYLE SAVAŞAN KORSAN GEMİSİ : Turkish English

adj. captor

HÜKÜMET İZNİYLE ÇALIŞAN KORSAN GEMİ : Turkish English

n. privateer

HÜKÜMET İZNİYLE ÇALIŞAN KORSAN GEMİ TAYFASI : Turkish English

n. privateer

HÜKÜMET KURMAK : Turkish English

n. form a government

HÜKÜMET ONAYIYLA İŞLENMİŞ KANUNSUZ EYLEM : Turkish English

n. act of state

HÜKÜMET RAPORU : Turkish English

n. white book

HÜKÜMET SÖZCÜSÜ : Turkish English

n. government spokesman

HÜKÜMET ŞEKLİ : Turkish English

n. polity

HÜKÜMETE AİT : Turkish English

adj. civil

HÜKÜMETİ DEVİRME : Turkish English

n. subversion, overthrow

HÜKÜMETTEN DÜŞÜRÜLMEK : Turkish English

e sent into the wilderness

HÜKÜMETÇE BİR HABERİN YAYINLANMAMASI EMRİ : Turkish English

n. D notice

HÜKÜMLÜ : Turkish English

adj. condemned, sentenced

HÜKÜMLÜ : Turkish English

n. convict, prisoner, culprit, lag

HÜKÜMSÜZ : Turkish English

adj. invalid, null, void, inoperative, nude, nugatory, statute barred

HÜKÜMSÜZ KILMAK : Turkish English

v. void, invalidate, override, nullify, cancel

HÜKÜMSÜZ OLMAK : Turkish English

v. fall into abeyance

HÜKÜMSÜZLÜK : Turkish English

n. invalidity, voidness, void

HÜLASA : Turkish English

n. summation

HÜLYA : Turkish English

n. reverie

HÜMANİST : Turkish English

adj. humane, classical

HÜMANİST : Turkish English

n. humanist, classical scholar

HÜMANİST EĞİTİM : Turkish English

n. classical education

HÜMANİSTÇE : Turkish English

adj. humanistic