Multilingual Turkish Dictionary Turkish To English

İKİ UYAKLI ŞİİR (13 14 DİZELİ) : Turkish English

n. rondel, roundel

İKİ UZUN HECELİ SÖZCÜK : Turkish English

n. spondee

İKİ UZUN HECELİ SÖZCÜKTEN OLUŞMUŞ (ÖLÇÜ) : Turkish English

adj. spondaic

İKİ VEYA BEŞ KİŞİYLE OYNANAN TOP OYUNU : Turkish English

n. fives

İKİ VEZİNLİ MISRA : Turkish English

n. dimeter

İKİ VİTESLİ : Turkish English

adj. two speed

İKİ YAKASI BİR ARAYA GELMEK : Turkish English

make both ends meet

İKİ YANA AÇMAK : Turkish English

v. spread

İKİ YANI AĞAÇLIKLI YOL : Turkish English

n. avenue

İKİ YAŞINDA ERKEK GEYİK : Turkish English

n. brocket

İKİ YAŞINDAKİ ERKEK GEYİK : Turkish English

n. pricket

İKİ YAŞINDAKİ KUZU : Turkish English

n. teg, tegg

İKİ YLE ÇARPMAK : Turkish English

v. double

İKİ YUDUM BİR ŞEY : Turkish English

n. a bite and a sup

İKİ YÖNE GİDEBİLEN LOKOMOTİF : Turkish English

n. double ender

İKİ YÖNLÜ ÇALIŞAN : Turkish English

adj. double action, double acting

İKİ YÖNLÜ ŞOSE : Turkish English

adj. two way

İKİ YÜZ : Turkish English

adj. two hundred

İKİ YÜZ YILDA BİR OLAN : Turkish English

adj. bicentenary

İKİ YÜZLÜ : Turkish English

adj. bilateral, double, pharisaic, two faced, double-dealing, soft spoken, hypocritical, double faced, double tongued, false, pharisaical, insincere, left handed, smooth-tongued, smooth-faced, ambidextrous, disingenuous, double minded, slimy

İKİ YÜZLÜ (KUMAŞ) : Turkish English

adj. two sided

İKİ YÜZLÜ DAVRANMAK : Turkish English

play fast and loose

İKİ YÜZLÜLÜK : Turkish English

n. hypocrisy, insincerity, cant, dissimulation, duplicity, ambidexterity, disingenuousness, doubleness, double-dealing

İKİ YÜZLÜLÜK ETMEK : Turkish English

v. cant

İKİ YÜZLÜLÜK YAPMAK : Turkish English

v. dissimulate