Multilingual Turkish Dictionary Turkish To English

SONUCU BELİRLEYEN OY : Turkish English

n. casting vote

SONUCU ETKİLEMEK : Turkish English

turn the scale

SONUCU FOTOFİNİŞ İLE BELİRLEME : Turkish English

n. photo finish

SONUCU HİLE İLE AYARLAYAN KİMSE : Turkish English

n. fixer

SONUCU KUŞKULU : Turkish English

adj. doubtful

SONUCU OLAN : Turkish English

adj. consequent, consequential, sequent

SONUCU OLARAK : Turkish English

adv. in consequence of

SONUCU OLMAK : Turkish English

v. be the result of, follow, ensue, result

SONUCU OLMAYAN İŞ : Turkish English

n. fool's errand

SONUCU ÖNCEDEN HABER VEREN : Turkish English

adj. prognostic

SONUCUNDAN EMİN OLMAK : Turkish English

v. have it made

SONUNA EKLEME : Turkish English

n. postposition, postponement

SONUNA EKLEMEK : Turkish English

v. suffix

SONUNA KADAR : Turkish English

to the bitter end

SONUNA KADAR AÇIK : Turkish English

adj. wide open

SONUNA KADAR DAYANMAK : Turkish English

v. go through with it, stick it out

SONUNA KADAR DEVAM EDEN KİMSE : Turkish English

n. stayer

SONUNA KADAR DİRENME : Turkish English

n. perseverance

SONUNA KADAR DİRENMEK : Turkish English

face it out

SONUNA KADAR GİTMEK : Turkish English

v. stick it

SONUNA KADAR GÖTÜRMEK : Turkish English

v. see through, see out

SONUNA KADAR KULLANMAK : Turkish English

v. make the best of

SONUNA KADAR OTURMAK : Turkish English

v. sit out

SONUNA KONMA : Turkish English

n. postposition

SONUNA YAKLAŞMAK : Turkish English

v. wane