Multilingual Turkish Dictionary Turkish To French

AĞIRLIĞI OLMAK : Turkish French

peser

AĞIRLIĞINCA ALTIN ETMEK : Turkish French

valoir son pesant d'or

AĞIRSIKLET : Turkish French

poids lourd

AĞIRYUVAR : Turkish French

arysphère [la]

AĞIT : Turkish French

élégie [la]

AĞITÇI : Turkish French

pleureuse [la]

AĞIZ : Turkish French

"bec [le], bouche [la], gueule [la]; ouverture [la]; parler [le]; (kesici alet) fil [le]"

AĞIZ ARAMAK : Turkish French

questionner

AĞIZ ARMONİKASI : Turkish French

harmonica [le]

AĞIZ AÇMAMAK : Turkish French

ouche close

AĞIZ BOŞLUĞU : Turkish French

cavité de la bouche

AĞIZ DALAŞI : Turkish French

empoignade [la], grabuge [le], mêlée [la]

AĞIZ DEĞİŞTİRMEK : Turkish French

changer de ton

AĞIZ HASTALIKLARI : Turkish French

stomatologie [la]

AĞIZ HASTALIKLARI UZMANI : Turkish French

stomatologue [le][la]

AĞIZ İLACI : Turkish French

collutoire [le]

AĞIZ KALABALIĞI : Turkish French

verbosité [la], bagout [le], baratin [le]

AĞIZ KALABALIĞI ETMEK : Turkish French

afouiller

AĞIZ KALABALIĞI YAPMAK : Turkish French

aratiner

AĞIZ KAVGASI : Turkish French

prise de bec

AĞIZ SULANDIRMAK : Turkish French

faire venir l'eau à la bouche

AĞIZ SULANDIRICI : Turkish French

appétissant/e

AĞIZ SÜTÜ : Turkish French

colostrum [le]

AĞIZ SIKILIĞI : Turkish French

discrétion [la]

AĞIZ TÜFEĞİ : Turkish French

sarbacane [la]