Multilingual Turkish Dictionary

Turkish To Turkish

Turkish To Turkish
CÜMLE-İ İSMİYE : Ottoman Turkish

f. İsimle başlayan arabça cümle. İsim cümlesi

CÜMLE-İ MU'TERİZE : Ottoman Turkish

Cümlenin mânasını açıklamak için parantez içine yazılan cümle

CÜMLE-İ MÜSTE'NEFE : Ottoman Turkish

Kendinden önceki cümleden bağımsız, müstakil cümle

CÜMLE-İ TEFSİRİYE : Ottoman Turkish

"(Cümle-i müfessire) ""Yâni, meselâ"" gibi sözlerle başlayıp önceki cümleyi açıklayan cümle."

CÜMLE-İ ÛLÂ : Ottoman Turkish

Birinci cümle. Evvelki cümle

CÜMLE-İ ŞARTİYE : Ottoman Turkish

(Bak: şart)

CÜMLETEN : Ottoman Turkish

Bütün, hep, kâffeten, cemian, hep birden

CÜMMA' : Ottoman Turkish

Bir araya gelerek toplanmış şey, küme

CÜMMAH : Ottoman Turkish

Temrensiz, ucu yuvarlak ok. (Oğlancıklar onunla ok atmayı öğrenirlerdi)

CÜMMAR : Ottoman Turkish

Hurma yağı denilen beyaz bir maddedir ve hurma ağacının başından çıkar ve araplar onu yerler

CÜMMEL : Ottoman Turkish

(Cümel) Harflerin, sayı kıymetine göre hesaplanması. Ebced. (Bak: Ebced) * Bir kaç urganın birleştirilmesinden meydana gelmiş olan çok kalın gemi halatı

CÜMMET : Ottoman Turkish

Suyun biriktiği yer. * Başta toplanan saç. * Omuzlara inen saç

CÜMMEYZ : Ottoman Turkish

İncire benzer bir yemişin adı

CÜMRE : Ottoman Turkish

Süvari alayı, bin atlı cemaat

CÜMSE : Ottoman Turkish

Hurma koruğu

CÜMUD : Ottoman Turkish

Donuk. Katı. Sert. * Mc: Gayretsiz. * Soğukluk

CÜMUD-U AYN : Ottoman Turkish

Göz donukluğu

CÜMUDİYE : Ottoman Turkish

Büyük buz dağ. Glâsiye. Buzul. Aysberg

CÜMUM : Ottoman Turkish

Suyu çok olan kuyu. * Su kuyuda çok olmak (mânâsına mastardır)

CÜMZA : Ottoman Turkish

Seri davar

CÜMZAN : Ottoman Turkish

Hurma nevilerinden bir hurma

CÜMZE : Ottoman Turkish

Toplanmış hurma

CÜMÂD-EL-ÂHİRE : Ottoman Turkish

Arabi ayların altıncısının adı

CÜMÂD-EL-ÛLÂ : Ottoman Turkish

Arabi ayların beşincisi. Cemazi-yel-evvel

CÜMÂDE : Ottoman Turkish

Arabi ayların beşinci ve altıncısının adı