Multilingual Turkish Dictionary

Turkish To Turkish

Turkish To Turkish
EBKEMİYET : Ottoman Turkish

Dilsizlik. Konuşamamazlık

EBKEMÎ : Ottoman Turkish

f. Dilsizlik, dili olmamak

EBKÂR : Ottoman Turkish

(Bikr. C.) Bekârlar. * Mc: Evvelce kimsenin söylemediği sözler

EBKÂR-I EFKÂR : Ottoman Turkish

Evvelce söylenmemiş olan fikirler

EBLAD : Ottoman Turkish

Eser

EBLAK : Ottoman Turkish

Rengârenk. * Alaca bulaca. * Alacalı at

EBLAK-SÜVAR : Ottoman Turkish

f. Alaca ata binmiş kişi. * Mc: Savaşçı, cenkçi yiğit

EBLAĞ : Ottoman Turkish

En beliğ. Daha beliğ. Daha fasih. Çok beliğ

EBLAĞ : Ottoman Turkish

yerinde adamına göre güzel söz söylemenin en üstünü

EBLEC : Ottoman Turkish

Açık kaşlı. * Mc: Nurlu, parlak, vuzuhlu

EBLED : Ottoman Turkish

Ebleh, ahmak, bön. Söylenilen şeylere aklı hemen taalluk etmeyen kimse. * Açık kaşlı. * Şişman gövdeli kişi

EBLEH : Ottoman Turkish

Ahmak. Bön. Budala

EBLEH : Ottoman Turkish

alık, budala

EBLEHİYYET : Ottoman Turkish

Ahmaklık, eblehlik, bönlük, salaklık, saflık, kalın kafalılık

EBLEHÂNE : Ottoman Turkish

f. Ahmakçasına. Eblehçesine

EBLEHÂNE : Ottoman Turkish

alıkça, budalaca

EBLEHÎ : Ottoman Turkish

f. Ahmaklık, saflık, bönlük

EBLEK : Ottoman Turkish

f. Alacalı renk

EBLEM : Ottoman Turkish

Kalın dudaklı adam

EBLİM : Ottoman Turkish

Bal, asel

EBLUK : Ottoman Turkish

f. Münafık, iki yüzlü adam. * Şarlatan

EBLUÇ : Ottoman Turkish

f. Ezilmiş tozşekeri. Nebat şekeri

EBNİYE : Ottoman Turkish

(Bina. C.) Binalar. Yapılar

EBNİYE-İ ATİKA : Ottoman Turkish

Eski binâlar

EBNİYE-İ MÜRTEFİA : Ottoman Turkish

Yüksek binalar