Multilingual Turkish Dictionary

Turkish To Turkish

Turkish To Turkish
HİLHAL : Ottoman Turkish

(C.: Helâhil) Hallacın bezi iyi dokuması. * Seyrek kalbur

HİLKAM : Ottoman Turkish

Arslan, esed. *İri yapılı, cüsseli, şişman

HİLKAT : Ottoman Turkish

Doğuştan gelen vasıf. Yaratma. Yaratılış

HİLKAT : Ottoman Turkish

yaradılış

HİLKATEN : Ottoman Turkish

Yaratılıştan. Doğuştan

HİLKATEN : Ottoman Turkish

yaradılışça

HİLKÎ : Ottoman Turkish

Hilkate âit, yaratılıştan. Yaratılışa dâir. Yaratılışta. * Zâti

HİLKIYYAT : Ottoman Turkish

Yaratılışla alâkalı, hilkatte olan evsaf

HİLKIYYET : Ottoman Turkish

Yaratılışta olma, hilkî olma

HİLL : Ottoman Turkish

Helâl. Yapılması günah olmayan. * Harem-i Kâbe ile mikat arası, hac zamanında Mekke-i Mükerreme dışında ihrama girilen yerin haricinde bulunan saha

HİLL : Ottoman Turkish

helâl

HİLLE : Ottoman Turkish

İstasyon, durak

HİLLET : Ottoman Turkish

(C.: Hillel
Hilâl) Samimi ve cân-ı gönülden olan dostluk. En güzel takdir edici ve samimi arkadaşlık. * Kılınç gediği. * Nakışlı deri. * Ağızda bâki kalan dişler. * Dişler arasında kalan yemek artığı

HİLLEVF : Ottoman Turkish

Kocamış, ihtiyarlamış. * Yalancı, hilekâr

HİLM : Ottoman Turkish

Doğuştan olan huy yumuşaklığı. Şiddete tahammül. Nefsini heyecandan korumak. * Vakar. Sükûn

HİLM : Ottoman Turkish

yumuşaklık, kızmama

HİLM-İ HİMARÎ : Ottoman Turkish

İfrat derecede yavaşlık, yumuşak huyluluk

HİLMAN : Ottoman Turkish

Çok, kesir

HİLMİYYET : Ottoman Turkish

Yumuşaklık, yavaşlık, yumuşak huyluluk

HİLMÎ : Ottoman Turkish

Hilm'e ait ve hilm'e bağlı

HİLV : Ottoman Turkish

Boş oluş. Boşluk. (Bak: Hulüv)

HİLYA' : Ottoman Turkish

Yırtıcı hayvanların küçüğü

HİLYE : Ottoman Turkish

Güzel sıfatlar. Süs. Zinet. Cevher. Güzel yüz. * Kılıcın sapındaki veya kınındaki zinet. * Suret. Hey'et. Görünüş

HİLYE : Ottoman Turkish

güzel sıfatlar, Peygamberimizi tasvir eden yazılar

HİLYE-İ ŞERİF : Ottoman Turkish

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) mübarek vasıflarını anlatan manzum veya nesir halindeki yazı