Multilingual Turkish Dictionary

Turkish To Turkish

Turkish To Turkish
MESKUB : Ottoman Turkish

Kalıba dökülmüş. Akıtılmış

MESKUK : Ottoman Turkish

(Meskuke) Sikkeli. Damgası vurulmuş. * Para hâline konulmuş

MESKUKAT : Ottoman Turkish

(Meskuk. C.) Sikke hâline getirilmiş mâdeni paralar. Akçeler

MESKUM : Ottoman Turkish

Hasta ve yoksul kimse

MESKUN : Ottoman Turkish

İçinde oturanları olan yer. İnsan bulunan şenlenmiş yer

NİGÂH : Ottoman Turkish

(Nigeh) f. Bakmak, nazar etmek. Bakış

NİGÂH : Ottoman Turkish

akış

NİGÂH-I GAZAB : Ottoman Turkish

Öfkeli bakış, kızgınlık bakışı

NİGÂH-I HAYRET : Ottoman Turkish

Hayret bakışı

NİGÂH-I TEDKİK : Ottoman Turkish

Araştırma bakışı, tedkik etme nazarı

NİGÂH-I TEGAFÜL : Ottoman Turkish

Hâli ve gayeyi anlamazlıktan gelen bakış

NİGÂHBAN : Ottoman Turkish

Bekçi. Gözcü. Gözleyen

NİGÂHBANÎ : Ottoman Turkish

f. Bekçilik, gözcülük

NİGÂHDAR : Ottoman Turkish

f. Bekçi, gözcü. * Koruyucu, muhafaza eden, saklayıcı

NİGÂL : Ottoman Turkish

f. Ateşli kömür parçası

NİGÂR : Ottoman Turkish

f. Güzel yüzlü sevgili. * Nakış. Resim. * Nakşeden. * Put, sânem. * Resmi yapılmış, resmedilmiş

NİGÂR : Ottoman Turkish

esim, sevgili

NİGÂRENDE : Ottoman Turkish

f. Ressam

NİGÂRHANE : Ottoman Turkish

f. Resim ve heykeller bulunan yer. Resim ve heykel sergisi. * Ressamların çalıştıkları atölye. * Puthâne. * Güzelleri çok olan yer

NİGÂRİN : Ottoman Turkish

f. Resim gibi güzel sevgili. * Resimlerle ve nakışlarla süslü

NİGÂRİSTAN : Ottoman Turkish

f. Resim ve heykel sergisi. * Güzelleri çok olan yer. * Puthane

NİGÂRİŞ : Ottoman Turkish

f. Resim yapma. Tasvir yapma

NİGÂŞTE : Ottoman Turkish

f. Resmolunmuş. Musavver. * Yazılmış

NİH : Ottoman Turkish

"f. (Nihâden: ""Koymak"" mastarından emir kökü) Koy. * Memleket, şehir, belde."

NİHA (NİYÂHA) : Ottoman Turkish

Yas tutmak