Turkish To Turkish
LEDE-L-MÜZAKERE : Ottoman Turkish
Müzakere anında, konuşma sırasında
LEDE-S-SUÂL : Ottoman Turkish
Soruldukta, sorulduğu anda
LEDE-T-TAHKİK : Ottoman Turkish
Tahkik olundukta
LEDED : Ottoman Turkish
Katı husumet, şiddetli düşmanlık
LEDEM : Ottoman Turkish
Akrabadan nikâhı haram olan
LEDEYK : Ottoman Turkish
Senin yanında. Senin indinde
LEDG : Ottoman Turkish
(Teldag) Yılan veya akrep sokması. * Mc: Sözle birini incitmek. * Ekşilik
LEDM : Ottoman Turkish
Taşı taşla vurmak. * Yere düşen taştan çıkan ses. * Kaftana yama vurmak. * Defetmek, kovmak
LEDN : Ottoman Turkish
(C.: Lidân-Ledun) Taze ve yumuşak olan ağaç budağı
LEDS : Ottoman Turkish
Yalamak. * Davarın ayağına nal vurmak. * Yırtık dikmek
LEDÎD : Ottoman Turkish
Derenin iki tarafı
LEDÎG : Ottoman Turkish
Yılan veya akrep gibi hayvanlar tarafından sokulmuş kimse
LEDÎM : Ottoman Turkish
Yamanmış eski elbise
LEDÎS : Ottoman Turkish
Tenbel kimse
LEDÜD : Ottoman Turkish
(C.: Elidde) Hastanın ağzına dökülen ilâç. * Çok husumet, şiddetli düşmanlık
LEDÜN : Ottoman Turkish
"İnd kelimesi gibi, zaman ve mekân zarfıdır.Hel-i istifhâmiye mânasına geldiği de vaki'dir. Kamus Müellifine göre ledün ile leda, aynı şeydir. Başkaları ise tefrik etmişlerdir. Demişlerdir ki: Ledün kelimesi zaman ve mekânın evvel ve ibtidasından muteberdir. Onun için ekseri harf-i cer olan ""min"" kelimesine mukarin olur. ""Ledâ"" kelimesinde ise, ibtidâ mânası lâzım değildir. Ve ""inde"" kelimesinin ""min"" yerinde tasarrufu daha umumidir. ""Ledün"" kelimesi mâba'dını izâfetle cerr eder. (L.R.)"
LEDÜN : Ottoman Turkish
gizli ilim, marifetullah
LEDÜNN : Ottoman Turkish
(İlm-i ledünn) Garib bir ilim ismidir. Ona vakıf olan, mesturat ve hafâyayı, gizlilikleri münkeşif bir halde göreceği gibi, esrar-ı İlâhiyyeye de ıttıla' kesbeder. Bu ilm-i şerifin hocası ve sultanı Fahr-i Kâinat Aleyhi Ekmelüttahiyyât vessalâvât Efendimiz Hz. leridir. Bu ilmin ehli ise, Enbiyâ-ı izâm (A.S.) ve Ehlullâh-i Kiram Efendilerimiz Hazretleridir
LEDÜNNİYAT : Ottoman Turkish
(Ledünn. C.) Allah Teâlâ Hazretleri tarafından hususi vecih üzere bâtınan ihsan olunanlar. (L.R.)
LEDÜNNİYÂT : Ottoman Turkish
Allah vergisi olan gizli ilimler
LEDÜNNÎ : Ottoman Turkish
Ledünn ilmine mensub ve müteallik. Ledünne dair ve ait
LEF' : Ottoman Turkish
Örtmek, setr etmek. * şâmil olmak
LEF'E : Ottoman Turkish
Kemiksiz et
LEFA : Ottoman Turkish
Vurmak. * Soymak
LEFAİF : Ottoman Turkish
(Lifafe. C.) Sargılar, örtüler. Zarflar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani