Turkish To Turkish
TEVHİDKÂRÂNE : Ottoman Turkish
irleyerek
TEVHİDÎ : Ottoman Turkish
tevhidle ilgili
TEVHİF : Ottoman Turkish
Sopa ile vurmak
TEVHİM : Ottoman Turkish
Bir nesneye gönül vermek. * Hâmile olmak ricâsını etmek
TEVHİN : Ottoman Turkish
(Vehn. den) Zayıf kılmak, zâfiyete duçâr eylemek veya edilmek. * Zayıfa nisbet etmek veya edilmek
TEVHİYE : Ottoman Turkish
Acele etmek
TEVHİŞ : Ottoman Turkish
Ürkütme, kaçırma, korkutma
TEVHİŞÂT : Ottoman Turkish
(Tevhiş. C.) Ürküp kaçmasına sebep olmalar, ürkütmeler
TEVHÎŞ : Ottoman Turkish
ürkütme, korkutma
TEVKİ' : Ottoman Turkish
Alâmet, işaret, belirti, nişan. * Sultan. * Kılıca nakış yapmak
TEVKİD : Ottoman Turkish
Sağlamlaştırma
TEVKİF : Ottoman Turkish
Alıkoyma, tutma. Hapis olarak bekletme. Vakfetme. * Arafatta mevkaf olan yerde durdurmak. * Bir kimsenin koluna bilezik takmak
TEVKİF : Ottoman Turkish
alıkoyma, durdurma
TEVKİFHANE : Ottoman Turkish
hapishane, tutukevi
TEVKİFHÂNE : Ottoman Turkish
Hapishane
TEVKİFNAME : Ottoman Turkish
tutuklama yazısı
TEVKİL : Ottoman Turkish
Kendine birisini vekil etmek. Vekil tâyin etmek
TEVKİL : Ottoman Turkish
vekil tayin etme
TEVKİM : Ottoman Turkish
Zelil etmek. * Katletmek, öldürmek. * Hıfzetmek, korumak
TEVKİR : Ottoman Turkish
Tazim. Hürmetle anmak. İhtiram etmek
TEVKİS : Ottoman Turkish
Küçük odun parçalarını ateşe atmak
TEVKİT : Ottoman Turkish
Vakit tayin etmek. Vakitlendirmek
TEVKİŞ : Ottoman Turkish
Tahrik etmek
TEVKÂF : Ottoman Turkish
(Ev) damlamak
TEVKIYE : Ottoman Turkish
Çok sakınmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani