Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
GAKLAMAK : Turkish Turkish

(karga) gak diye ses çıkarmak

GALA : Turkish Turkish

çağrılı olarak gidebilen bir oyun, opera, bale ya da sinemanın basın, sanatçı çevresi vb. ye ilk gösteriliti

GALA : Turkish Turkish

esmi bir törenden sonra verilen büyük ve gösterişli şölen

GALAKSİ : Turkish Turkish

gökada

GALALİT : Turkish Turkish

arı kazeinden oluşan ve birçok işte kullanılan sert, plastik bir madde

GALAT, -TI : Turkish Turkish

yanlış (sözcük ya da söz.)

GALATIHİS, -SSİ : Turkish Turkish

yanılsama

GALATIMEŞHUR : Turkish Turkish

yaygın yanlış

GALEBE : Turkish Turkish

yenme, yengi

GALEBE : Turkish Turkish

üstünlük, çokluk

GALEBE ÇALMAK ( YA DA GALEBE ETMEK) : Turkish Turkish

yenmek

GALEBE ÇALMAK ( YA DA GALEBE ETMEK) : Turkish Turkish

üstün gelmek

GALENİT : Turkish Turkish

doğal kurşun sülfür

GALERİ : Turkish Turkish

sanat yapıtlarından, eşyalarından oluşan koleksiyonları saklamak ya da sergilemek amacıyla yapılmış, düzenlenmiş salon

GALERİ : Turkish Turkish

otomobil vb. taşıtların, kimi ticaret mallarının satışa sunulduğu yer

GALERİ : Turkish Turkish

ir yapının birçok bölümlerini aynı katta birbirine bağlayan içten ya da dıştan yapılmış geniş geçit

GALERİ : Turkish Turkish

maden ocaklarında açılan yeraltı yolu

GALERİCİ : Turkish Turkish

galeri sahibi, galeri işleten kimse

GALETA : Turkish Turkish

fırında iyice pişirilerek kurutulan bir tür peksimet

GALETA UNU : Turkish Turkish

galetadan ya da kızarmış ekmek kabuğundan yapılan un

GALEYAN : Turkish Turkish

kaynama

GALEYAN : Turkish Turkish

coşma

GALEYAN ETMEK : Turkish Turkish

kaynamak

GALEYAN ETMEK : Turkish Turkish

coşmak

GALEYANA GELMEK : Turkish Turkish

coşmak