Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
GEÇ KALMAK : Turkish Turkish

vaktinden sonra davranmak, gecikmek

GEÇ OLSUN DA GÜÇ OLMASIN : Turkish Turkish

türlü engellerle gerçekleşemeyen işlerde avunmak için söylenir

GECE : Turkish Turkish

güneş battıktan, gün ağarmaya başlayıncaya dek geçen süre, tün

GECE : Turkish Turkish

u sürenin genellikle uykuya ayrılan bölümü

GECE : Turkish Turkish

eğlence, anma vb. amaçlarla geceleri düzenlenen toplantı

GECE : Turkish Turkish

gece avlanan, geceleri uyumayan hayvan

GECE : Turkish Turkish

türlü nedenlerle oluşan karanlık

GECE : Turkish Turkish

sıkıntılı, zor dönem

GECE : Turkish Turkish

güneş battıktan, gün ağarmaya başlayıncaya dek geçen süre, tün

GECE : Turkish Turkish

u sürenin genellikle uykuya ayrılan bölümü

GECE : Turkish Turkish

eğlence, anma vb. amaçlarla geceleri düzenlenen toplantı

GECE : Turkish Turkish

gece avlanan, geceleri uyumayan hayvan

GECE : Turkish Turkish

türlü nedenlerle oluşan karanlık

GECE : Turkish Turkish

sıkıntılı, zor dönem

GECE : Turkish Turkish

güneş battıktan, gün ağarmaya başlayıncaya dek geçen süre, tün

GECE : Turkish Turkish

u sürenin genellikle uykuya ayrılan bölümü

GECE : Turkish Turkish

eğlence, anma vb. amaçlarla geceleri düzenlenen toplantı

GECE : Turkish Turkish

gece avlanan, geceleri uyumayan hayvan

GECE : Turkish Turkish

türlü nedenlerle oluşan karanlık

GECE : Turkish Turkish

sıkıntılı, zor dönem

GEÇE : Turkish Turkish

(herhangi bir saat başını) geçerek, geçerken

GEÇE : Turkish Turkish

karşılıklı iki yandan her biri, yaka

GECE BEKÇİSİ : Turkish Turkish

kimi işyerlerini, kuruluşları gece bekleyen kimse

GECE BEKÇİSİ : Turkish Turkish

kimi işyerlerini, kuruluşları gece bekleyen kimse

GECE GÖZÜ KÖR GÖZÜ : Turkish Turkish

geceleyin iyi bir iş yapılamayacağını anlatır