Turkish
Turkish
GILLÜGİŞLİ, GILLIGIŞLI : Turkish Turkish
art niyetli, gizli amaçlı, kandırıcı
GILLÜGİŞSİZ, GILLIGIŞSIZ : Turkish Turkish
hiçbir art niyet taşımayan
GILMAN : Turkish Turkish
cennette hizmet gördüğüne inanılan delikanlılar
GILMAN : Turkish Turkish
yeniçeri ocağına yeni girmiş gençler
GINA : Turkish Turkish
zenginlik, bolluk
GINA : Turkish Turkish
ıkma, usanma
GINA GELMEK : Turkish Turkish
usanmak, bıkmak
GINA GETİRMEK : Turkish Turkish
ıkmak, usanmak
GİNE : Turkish Turkish
gene, yine
GİNSENG : Turkish Turkish
uzak doğu ülkelerinde yetişen çokyıllık otsu bitki
GIPTA : Turkish Turkish
ımrenme, imrenti
GIPTA ETMEK : Turkish Turkish
imrenmek
GİPÜR : Turkish Turkish
zemin dokusu olmayan iplikten ya da ipekten örülen kabartma dantel
GIR : Turkish Turkish
söz, lakırdı
GIR : Turkish Turkish
yalan, uydurma
GIR ATMAK : Turkish Turkish
konuşmak, laf atmak
GIR GEÇMEK : Turkish Turkish
ol bol konuşmak; çene çalmak
GIR GEÇMEK : Turkish Turkish
dikkat etmemek, aklı başka yerde olmak
GIR GIR GEÇMEK : Turkish Turkish
etmek
GIR GIRA ALMAK ( YA DA GETİRMEK) : Turkish Turkish
alaya almak
GIR KAYNATMAK : Turkish Turkish
(birkaç kişi) işlerini bırakıp yarenlik etmek
GİRAY : Turkish Turkish
kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen san
GİRDAP : Turkish Turkish
urgaç
GİRDAP : Turkish Turkish
tehlikeli yer ya da durum
GİRDİ : Turkish Turkish
ir üretimde yararlanılan para, gereç ve işgücü, "çıktı" karşıtı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani