Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
GÜNEY : Turkish Turkish

güneş gören yer

GÜNEY : Turkish Turkish

lodos

GÜNEY BATI : Turkish Turkish

- güneybatı

GÜNEY DOĞU : Turkish Turkish

- güneydoğu

GÜNEY NOKTASI : Turkish Turkish

güney doğrultusunun gözerimi üzerinde göğü deldiği nokta

GÜNEYBALIĞI : Turkish Turkish

güney yarımkürede bir takımyıldızın adı

GÜNEYBATI : Turkish Turkish

güneyle batı arası yön

GÜNEYDOĞU : Turkish Turkish

güneyle doğu arası yön

GÜNEYDOĞU : Turkish Turkish

("güneydoğu" yazımıyla) güneydoğu anadolu bölgesi

GÜNEYHAÇI : Turkish Turkish

en parlak dört yıldızı bir haç oluşturan güney takımyıldızı

GÜNEYLİ : Turkish Turkish

ir ülkenin, bir yerin güneyinden olan, güney bölgelerinden olan (kimse ya da topluluk), cenuplu

GÜNEYLİ : Turkish Turkish

türkiye'nin güney illerinden olan (kimse)

GÜNEYTACI : Turkish Turkish

samanyolu'nun kenarında küçük güney takımyıldızı

GÜNGÜZELİ : Turkish Turkish

avrupa ve asya'da yetişen, sarı ve turuncu çiçekleri olan süs bitkisi

GÜNİNDİ : Turkish Turkish

atı

GÜNISI : Turkish Turkish

güneş enerjisinden yararlanarak özellikle konutların ve konut sularının ısınmasını sağlayan düzenek

GÜNIŞIKÖLÇER : Turkish Turkish

güneşten gelen ışığın yeğinliğini ölçmeye yarayan aygıt, °helyofotometre

GÜNISIL : Turkish Turkish

güneş enerjisinin ısı üretimiyle sonuçlanan dönüşüm süreci, günısıyla ilgili

GÜNLEMEK : Turkish Turkish

ıleride yapılması düşünülen bir işin gününü, saatini belirlemek

GÜNLERCE : Turkish Turkish

irçok gün süresince

GÜNLERDEN BİR GÜN : Turkish Turkish

ir zaman, vaktiyle

GÜNLERİ GECE OLMAK : Turkish Turkish

çok kederlenecek bir duruma uğramak

GÜNLERİ SAYILI OLMAK : Turkish Turkish

ölümü yakın olmak

GÜNLERİ SAYILI OLMAK : Turkish Turkish

ir yerde kalmak için ancak birkaç günü olmak

GÜNLÜ : Turkish Turkish

tarihli