Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HAVARİ : Turkish Turkish

ir düşünce ya da inancı yaymaya çalışan kimse

HAVARİLİK : Turkish Turkish

ir düşünceyi, inancı yayma etkinliği

HAVÂS : Turkish Turkish

duyular

HAVAS, -SSI : Turkish Turkish

nitelikler, özellikler

HAVAS, -SSI : Turkish Turkish

kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan, kendilerinde bir çeşit ayrıcalık gören yurttaş sınıfı, "avam" karşıtı

HAVASI OLMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin albenisi ya da cana yakınlığı olmak

HAVASINA UYMAK : Turkish Turkish

ulunduğu çevre ve ortamı benimsemek ya da birinin huyunu almak

HAVASIZ : Turkish Turkish

havası olmayan, havası boşaltılmış

HAVASIZ : Turkish Turkish

havası iyi ya da yeterli olmayan

HAVASIZ : Turkish Turkish

göz alıcı, çekici olmayan

HAVASIZLIK : Turkish Turkish

havasız olma durumu

HAVAYA : Turkish Turkish

oşuna, sonuçsuz olarak

HAVAYA (HAVALARA) GİRMEK : Turkish Turkish

olumlu bir durumu kaldıramamak, onunla çok övünmek

HAVAYA GİTMEK : Turkish Turkish

hiçbir şeye yaramamak, boşa gitmek

HAVAYA PALA ( YA DA KILIÇ) SALLAMAK : Turkish Turkish

oşuna, gereksiz çaba harcamak

HAVAYA SAVURMAK : Turkish Turkish

gereksiz yere harcamak

HAVAYA UÇMAK : Turkish Turkish

patlama nedeniyle zarar görmek

HAVAYA UÇMAK : Turkish Turkish

havaya girmek

HAVAYI BOZMAK : Turkish Turkish

ir topluluğun keyfini kaçırmak

HAVAYOLU İLE : Turkish Turkish

uçakla

HAVAYOLU, -NU : Turkish Turkish

hava taşıtlarının uçuş sırasında izlemeye zorunlu oldukları yol

HAVAYUVARI, -NI : Turkish Turkish

yeryuvarını kuşatan çeşitli gaz katmanlarından oluşan örtü, °atmosfer

HAVHAV : Turkish Turkish

(çocuk dilinde) köpek

HAVİ : Turkish Turkish

ıçinde bulunduran, kapsayan

HAVİ OLMAK : Turkish Turkish

içinde bulundurmak, içine almak, kapsamak, içermek